20 Ocak 2010 Çarşamba

Marsel aslında çok şey kazandı


Marsel İlhan Avustralya Açık 2. tur maçında turnuvanın 11 numaralı seri başı Fernando Gonzalez'e üç sette yenilmekten kurtulamadı.

Belirtmek gerekiyor ki beklentilerimizin üzerinde bir Marsel vardı kortta. Skordan da anlaşılacağı üzere setler birbirine yakın geçti. Maça servis kırarak başladıktan sonra oyunu istediği gibi yönlendiremedi Marsel, setin ortalarına doğru yavaş yavaş Gonzo'ya ayak uydurmaya başladı.

İkinci ve üçüncü setlerde servis performansını arttıran Marsel başa baş bir oyun ortaya koydu. Ancak Gonzo'nun etkileyici servis oyunu Marsel'in maçı bir adım öteye taşımasına imkan vermedi. Winner'larda 51'e 19'luk üstünlük kuran Gonzo, maç boyu ilk servislerinden yüzde 86'lık bir puan çıkarma başarısı gösterdi.

Maçın üç sette bitmesi hiç önemli değil, Marsel bize neler yapabileceğini gösteriyor. Yerinde saymadan her gün biraz daha üstüne koyarak ilerlemeye devam ediyor. Bizim yapacağımız tek şey onu bu yolda cesaretlendirip, desteklemektir.

Artık her yeni başarısında Türklüğünü sorgulamak ya da daha kötüsü başardığı şeyleri hor görüp küçümsemek saçmalamaktan öte geçmiyor. Marsel bizim gibi tenis severlerin çok değil iki sene önceye kadar hayalini bile kuramadığımız başarılar elde etti.

Yalnız beni asıl şoke eden ve aslında bunları yazmamın nedeni tenisin içinde olan ve bu sporu iyi bilen insanların dahi Marsel'in başarısını küçümsemesidir. Bu konuda biraz yapıcı olmak lazım, bu davranışların sebebi her neyse bir an önce son vermelerini diliyorum...

2 yorum:

Jules dedi ki...

Guzel yazi olmus. Marsel'i kucumseyenler ya Gonzo'yu tanimayacak kadar tenisi takip etmeyenler ya da Turkiye'nin tenise yaptigi yatirimi Digiturk'un verdigi 321M$'la bir tutanlardir. Marsel Turkiye'de calisan ve Turkiye adina yarisan bir teniscidir ve basarilari herkesi gururlandirmalidir. Aksini savunan ciksin Gonzalez'in tek bir forehand'ini karsilasin =)

K. A. dedi ki...

Tenisle ilgili olmayan insanlar son günlerde Avustralya Açık'ta bağıran Türk taraftarlara laf ediyor. Marsel'in lokomotif olabileciğini düşünmüyorlar. Sadece "tenis maçında da bağırılır mı canım" demek için yorumlar gördüm internet sitelerinde. (buradan bahsetmiyorum) Marsel'in ana tabloda gördüğü 2.turlar ve göreceği ana tablolar en azından tenisin gelişmesini sağlar ülkede demek yerine nelerle uğraşıyorlar. Marcos Baghdatis ile eşleşse; ama tüm basın ilgilenmediği kadar tenisle ilgilenir, her zaman yaptıkları hataları hiç düşünmezler olayı nerelere taşırlar düşünmek bile istemiyorum. Kadınlar tenisi için de geçerli söylediklerim esasen. İpek Şenoğlu hakkında ne kadar haber görüyoruz? Pemra Özgen ve Çağla Büyükakçay gibi isimler destekleniyor mu? İsimlerini sorsak bilmezler. 2011'de yapılmaya başlanacak SE Championships ile ilgili bir haber var mı? Yok. Basın kamuoyunu bilgilendirsin ki son durumu bilinsin. Aksaklıklar varsa baskı kurulabilsin, halledilsin. Yok ama biz sadece bol kepçeden atalım. *Serzenişimi takip ettiğim tüm tenis bloglarında yapıyorum. Bloglardaki yorumlara değil atıp tutanlaradır lafım.