28 Mayıs 2010 Cuma

Bir Garip İzlenim


Bu sabah yine gazeteyi merakla acaba Roland Garros'a ne kadar yer ayırdılar diye karıştırırken Cengiz Semercioğlu'nun "Roland Garros'da Federer'i izlemek" başlıklı Roland Garros izlenimlerini aktardığı köşeyi gördüm.

Cengiz bey geçtiğimiz gün Federer ve Venus'ü izlemiş, bu tarz yazıların insanların ilgisini bu spora çekmek bakımından önemli olduğunu düşünüyorum, tabii doğru aktarıldığında..

Aşağıdaki bölüm yazıdan aynen copy/paste yapılmıştır;

"Roland Garros’ta en çok ilgimi çeken oynanan oyuna olan saygıydı. Oyun sürerken kimse yerinden kalkmıyor... Kimse yüksek sesle konuşmuyor. Tiyatro izlenir gibi, ibadet eder gibi izleniyor bu oyun... İnsan bu ayin atmosferini canlı olarak yaşayınca, ocak ayında Avustralya Açık’ta Türk seyircilerin Marsel İlhan’ı meşaleler ve tezahüratla desteklenmesinin vehametini daha iyi anlıyor."

Vaayy bee dedim şunu okuyunca, maçlara hiç bir zaman etki etmekten çekinmeyen, sevmedikleri oyuncuyu bozmak için her türlü sesi çıkaran, zaman zaman oyuncular tarafından bile şikayet edilen Fransız seyircisi, maçları tiyatrodaymış gibi, bir ayin atmosferinde izliyormuş Cengiz beye göre...

Fransız seyircisini tenisi bilen insanlara anlatacak değilim, ha ama şu var, Fransız seyircisinin de sevdiği ya da sevmese bile büyük saygı duyduğu tenisçiler var. Hiç bir zaman onlara yönelik bir müdahaleleri olmuyor, Federer'de tabii ki bu isimlerden biri, o yüzden Cengiz bey denk gelmediği için böyle bir yorum yapmış der geçerdim. Taa ki son cümleyi okuyana kadar. Mesele yine Marsel İlhan'ın Avustralya Açık'taki Fernando Gonzalez maçı. Onu da buradan açıkladık, sadece buradan değil bir çok siteden de benzer tepkiler geldi ama belli ki Cengiz bey hiçbirini okumamış.

Bu kadarla bitmiyor izlenimler;

"Düşünün biletiniz olsa bile oyun oynanırken yerinize geçip oturamadığınız bir yer Roland Garros... Kapı önlerinde kuyruklar oluyor ve herkes yerine geçebilmek için set arasını ya da mola zamanını bekliyor. Adam binlerce euroluk özel loca ya da VIP yer almış ama yerine istediği zaman geçemiyor, bize ne kadar yabancı bir olay değil mi..."

Sanki Dünya'nın her yerinde farklıymış gibi anlatıyor, muhakkak Roland Garros'da bu işi daha sıkı tutuyorlardır, sonuçta bir Grand Slam ama hiç bir turnuvada da insanlar elini kolunu sallaya sallaya korta giremez. Ve final yine harika, bu sadece Cengiz beyle alakalı değil, bir çok yazar bunu yapıyor, dönüp dolaşıp kendimize laf sokmaya çalışmamızı anlayamıyorum...

6 yorum:

kirpi dedi ki...

Fransız seyircisini efendi zannedenler için ev ödevi..

http://www.youtube.com/watch?v=XtnkvDkrX7k

medgallis dedi ki...

sıkıldım artık, kompleksli benliklerini haritanın batısına dönüp el pençe durararak huzura erdirmeye çalışan tayfadan.

insanlar tenisi sevecekse bile böyleleri yüzünden sevmesin. amerikayı yeni keşfetmiş gibi yapmalarının sonu ne zaman gelecek acaba?

o aptal adam bilmeli ki dünyanın her yerinde molalar beklenir. bazı yerler ihmal etse de tenis oyununun kurallarından biri de budur.

marsel ilhan maçı burada daha önce konuşulduğu için hayır sahibi birisi beyimize iletsin bir zahmet. belki yabancı siteleri takip etmiyor ya da edemiyor ama hiç olmazsa tenis yazmaya niyetlenmeden bu işi hakkıyla yapan türkçe siteleri okusaydı.

öfkeye bedellense de bu yazıdan haberdar ettiğiniz için çok teşekkürler.

berkk dedi ki...

oh çok güzel bir entry olmuş eline sağlık.

Adsız dedi ki...

Bir çok ülkem vatandaşı gibi bu beyzadenin de tenisten, hele ki Fransız tenis seyircisinden haberi yok. Hele hele kendimize her türlü sallamanın sevilip sayıldığı bu memlekette, bu cehalet ile bu yazının kaleme alınması normal. Geçiniz...

Erman Tüneri dedi ki...

Daha 2 gün önce monfilsin elendigi maçta taraftarı gördük =) hava kapkara adamlar hala oynatmaya çalışıyor maçı ama iyi oldu 2-0 dan 3-2 =)

Adsız dedi ki...

Iyi ki bu yaziyi yazmissin Berke.. Gercekten Cengiz Bey'in Televizyon basinda canli olarak izlediginin akisini bulabilecegi bircok mac var. Gerekirse arsivlere de bir göz atmali..