28 Eylül 2010 Salı

Nadal'la tanrı üstüne


Nadal'ı her geçen gün daha çok seviyorum. Bu yaz Wimbledon sonrası yapılan soru-cevap sırasında inancıyla ilgili soruya net ve dürüstce bir cevap vermiş. Takdir ettim.

"Do you believe in God? We see football players crossing themselves. You don't do that. Do you do praying?"

(Tanrıya inanıyor musun? Futbolcuların haç çıkardıklarını görüyoruz, sen yapmıyorsun, dua ediyor musun?)


"It's hard to say, "I don't believe in God." I would love to know if God exists. But it's a very difficult thing for me to believe. I don't know. It's private and I don't want to speak about it, but I say, "If God exists, you don't need [to cross yourself] or pray." If God exists, he's intelligent enough to [do] the important things, the right things."

(Tanrı'ya inanmıyorum demek zor. Tanrı'nın var olup olmadığını bilmeyi çok isterdim ama bu benim için inanması oldukça güç bir şey. Bilemiyorum, bu özel bir şey ve bunun hakkında konuşmak istemiyorum ama diyebilirim ki eğer tanrı varsa, haç çıkarmaya veya dua etmeye gerek yok. Eğer tanrı varsa, önemli şeyler, doğru şeyler yapacak kadar da zekidir.)

Jmdp geri döndü


Ocak ayından bu yana kortlardan uzak kalan Juan Martin del Potro, Bangkok ilk tur yenilgisiyle tenise geri döndü.

İlk turda Olivier Rochus'e iki sette kaybeden Arjantinli, yenilgiye rağmen bileğinin iyi durumda olduğunu söylemiş.

Del Potro'yu özledim resmen, sezon sonuna kadar biraz form tutup yeni sezonda eski haline dönmesini umuyorum..

27 Eylül 2010 Pazartesi

Marsel İlhan #96



Marsel İlhan top 100'e 96 numaradan giriş yaptı. Puanlar gördüğünüz üzere birbirine oldukça yakın ama Marsel 18 turnuvayla buraya yükseldi. Bir çok isim 25'in üstüne çıkmış.

Şimdi şunu da belirtelim Marsel'in önümüzdeki iki hafta boyunca koruması gereken 52 puan var. Bunları koruyamazsa çok büyük bir ihtimalle yine top 100'ün dışına düşecektir.

Ama burada önemli olan bu top 100'e giriş yapma olayı bana kalırsa, artık kafası bu konuda daha rahat olacaktır. Bu sene düşer çıkar o ayrı ama gelecek seneden itibaren daha istikrarlı olup, 75 - 100 arasında kendine bir yer edinmesi gerekiyor. Zaten kimlerin nerelerde olduğuna bakarsanız bunun hiçte zor olmadığını görürsünüz.

Canın sağolsun Marsel


Marsel'imiz ikinci İzmir Cup finalinden de boynu bükük ayrıldı. 1 saat 27 dakikalık final maçını Devvarman 6-4 6-3 ile kazanmayı başardı.

Banja Luka'da gelen şampiyonluğun ardından İzmir'de galibiyet serisini 9'a taşıyan Marsel, final maçında beklentilerin altında kaldı.

Maç boyu bir şeyler yapmaya çalıştı Marsel ama çok çok fazla basit hatayla oynadı. İzmir'de şampiyon olmak güzel olurdu ama çokta bir önemi yok, biz istediğimizi elde ettik artık.

Şimdi Malezya'ya gitti Marsel, ilk turda rakibi Özbek arkadaşı Denis Istomin, çok iyi bir sezon geçiren rakibi karşısında son iki haftadaki yorgunluğunu da düşünürsek çok umutlu değilim.

Haftanın Şampiyonları





Dört düşük profilli turnuvalı haftanın şampiyonları Gilles Simon, Juan Ignacio Chela, Alla Kudryavtseva ve Alisa Kleybanova oldu.

Metz'de zafere ulaşan Gilles Simon, 1 yıllık kupa hasretine de son verdi. Bu ay başında baba olan Fransız raketin kariyerindeki 7. şampiyonluk oldu.

Bükreş'de Chela, kariyerinin 6. şampiyonluğunu da toprakta kazandı. Ayrıca bu hafta çiftlerde de kupayı kaldıran Chela, bu sezon Querrey ve Llodra'dan sonra 3. double yapan raket olmayı da başardı.

Geçen hafta Guangzhou'da final oynayan Kudryavtseva, bu kez kupayı kaldırmayı başardı. Henüz kariyerinde çeyrek finalin ötesi bulunmayan bir oyuncu için müthiş iki hafta oldu. Kendisini tebrik eder başarılarının devamını dileriz. Yalnız Vesnina'ya da üzülüyorum artık. 4. finalinden de boynu bükük ayrıldı.

Seul'de Kleybanova, sezonun en uzun tie break'ini (15-13) kaybettiği 2. tur maçından, kupayı kaldırana kadar kimseye acımadı ve 8 sette sadece 15 oyun vererek şampiyonluğa uzandı.

ATP Metz
Gilles Simon def. Mischa Zverev 6-3 6-2

ATP Bucharest
Juan Ignacio Chela def. Pablo Andujar 7-5 6-1

WTA Tashkent
Alla Kudryavtseva def. Elena Vesnina 6-4 6-4

WTA Hansol Korea
Alisa Kleybanova def. Klara Zakopalova 6-1 6-3

25 Eylül 2010 Cumartesi

Marsel finalde..!


Marsel İlhan, İsviçreli rakibi Bohli'yi 6-4 6-4'lük iki sette mağlup edip, üstüste ikinci challenger finaline yükseldi.

Maça iyi başlayan taraf Bohli oldu aslında, ilk iki servis oyununda love game'le kazandı, Marsel ise oyunları deuce'dan aldı. Ancak 5. oyunda yakaladığı 3 servis kırma şansından birini değerlendiren Marsel, setin kontrolünü eline aldı. Karşılıklı oyunlardan sonra ilk setin son oyununu love game'le kazanan Marsel, seti de kendi hanesine yazdırdı.

İkinci setin üçüncü oyununda bir kez daha servis kıran Marsel, 4-1'i yakaladığında maça bitti gözüyle baktık ama, üstüste 3 çift hata yapıp önce servisini kaptırdı, ardından 2 servis kırma şansından yararlanamayıp oyunu kaybedince biraz endişelenmedik değil.

İkinci setin son 5 oyunu Marsel adına pek tat vermese de maçı bitirmeyi başardı ve üstüste ikinci challenger finaline çıkmaya hak kazandı.

Edit: Marsel'in finaldeki rakibi Somdev Devvarman oldu. Hintli raket oldukça zorlu geçen yarı final maçında Bachinger'i 6-7(3) 7-6(5) 6-4 ile geçmeyi başardı.

Final mücadelesi yarın saat 17.45'te TRT3'den canlı olarak yayınlanacak.

24 Eylül 2010 Cuma

Marsel yarı finalde


Marsel İlhan ilk setini 6-2 kazandığı maçta rakibinin çekilmesiyle yarı finale yükselen taraf oldu.

Rakibin çekilmesi iyi oldu, daha az yorulup, daha fazla dinlenme vakti bulacak şimdi, gerçi Klizan'ın da hiç zorlar hali yoktu ama olsun..

Yarı finalde rakip Bohli - Kunitsyn maçının galibi olacak. 1 numaralı seri başı Kunitsyn, Marsel için iyi bir test maçı olur..

Edit: Kunitsyn, Bohli'ye 2 sette kaybetti. Enteresan bir sonuç, Marsel için de daha iyi oldu sanırım..

23 Eylül 2010 Perşembe

Marsel çeyrek finalde / Haluk elendi


İzmir Cup'ta temsilcilerimizden Haluk Akkoyun, güçlü rakibi Devvarman karşısında yalnızca 2 oyun alabilirken; Marsel, rakibini iki sette geçerek adını çeyrek finale yazdırdı.

Rakibi karşısında 1 saatten kısa bir sürede sonuca giden Marsel'in, çeyrek finaldeki rakibi turnuvanın 8 numaralı seribaşı Ignatik'i eleyen Slovak Martin Klizan oldu.

Marsel, Klizan'la daha önce bir kez karşı karşıya gelmiş ve 2008 yılındaki Futures mücadelesinden iki sette galip ayrılmıştı.

22 Eylül 2010 Çarşamba

Marsel turladı / Tuna elendi


Bosna Hersek'teki şampiyonluğun ardından bir gün dinlenip İzmir Challenger'da James Lemke karşısında ilk maçına çıkan Marsel, maçı iki sette bitirdi.

Marsel'in ikinci turdaki rakibi Ukraynalı Artem Smirnov oldu. Bir diğer temsilcimiz Tuna Altuna ise Hintli rakibi Somdev Devvarman'a iki sette mağlup oldu. Devvarman ikinci turda Haluk Akkoyun'la karşı karşıya gelecek.

21 Eylül 2010 Salı

The Match for Africa



Roger Federer ve Rafael Nadal 21 Aralık günü, "The Match for Africa" adı altında, Federer'in yardım vakfı yararına bir gösteri maçı yapacaklar.

İşte müthiş ikili bir araya gelip bu organizasyonun tanıtımını yapıyorlar ya da yapamıyorlar demeliyim sanırım. Zira ikisi de gülmekten konuşamıyor. Özellikle Fed'in kopuşları süper.. Seviyorum bu adamları..

20 Eylül 2010 Pazartesi

İzmir Cup'ta Haluk turladı


İzmir Cup'la ilgili duyuruları yapmayı unuttum hep ama turnuvanın ana tablo maçları bugün oynanan maçlarla başladı. İlk sürpriz Milli Takım kaptanımız Haluk Akkoyun'dan geldi.

30 yaşındaki temsilcimiz ilk turda Rus Kumantsov'u 6-3 6-3'lük iki sette geçip adını ikinci tura yazdırdı. Bu galibiyetle Haluk kariyerinin en üst basamağı olan 825'i baya bir geliştirecek.

Öte yandan çiftlerde de Tuna Altuna / Sam Groth ikilisi Anıl Yüksel / Ergün Zorlu çiftini iki sette geçip bir üst tura yükseldiler.

Marsel Şampiyon..!


Marsel İlhan, 75K Banja Luka Challenger turnuvası finalinde İspanyol Pere Riba'yı 6-0 7-6'yla devirip, şampiyon olmayı başardı.

Turnuvanın dandik skorbord'undan takip edebildiğim kadarıyla Marsel, ikinci sette bir set puanı çevirdi ancak tie break'in sonucunu bile göremedik.

Dünya'nın 77 numarası Riba'yı hem de toprak kortta mağlup etmek büyük başarı. Özellikle son zamanlardaki formsuzluğunu düşünürsek bu şampiyonluk ilk 100 hedefleri için de çok önemliydi. Yorgun olacaktır ama umarım İzmir Cup'ta geçen seneki final puanlarını koruyabilir.

Edit: Uyarı için "Glove"a teşekkürler, İzmir Cup tarihi değiştiği için tam emin olmamakla beraber geçen seneki final puanları zaten düşmüş durumda.

Edit #2: Tie break 7-3'le sonuçlanmış.

Haftanın Şampiyonları



Düşük profilli iki turnuvanın bulunduğu haftanın şampiyonları Tamira Paszek ve Jarmila Groth oldu.

Guangzhou'da 1 numaralı seri başı olan Groth, yaz döneminde yaptığı çıkışı ilk WTA şampiyonluğuyla taçlandırmayı başardı. Hafta boyunca harika tenis oynayan Groth, set kaybetmezken, rakiplerine 5 maçta yalnızca 15 oyun verdi.

Kanada'nın Quebec kentinde ise Paszek kariyerinin ikinci şampiyonluğuna ulaştı. Paszek 15 yaşında kazandığı ilk turnuvasından sonra geleceği parlak gençler arasındaydı ama sonrasında hem istikrar yakalamakta zorlandı hem de yaşadığı sakatlıklar onu epey etkiledi. 4 yıl sonra ikinci şampiyonluğun gelmesi hem de elemelerden gelip kazanması bu açıdan önemliydi.


WTA Guangzhou
Jarmila Groth def. Alla Kudryavtseva 6-1 6-4

WTA Quebec
Tamira Paszek def. Bethanie Mattek-Sands 7-6(6) 2-6 7-5

Davis Cup Final: Sırbistan vs Fransa



Davis Cup'ta finale çıkan ilk takım olan Fransa, Arjantin karşısındaki seriyi ilk günde bitirmişti, ikinci gün çıktıkları formalite maçlarınıda kazanıp seriyi 5-0'la tamamladılar.

Diğer yarı final eşleşmesinde geçen senenin finalisti Çek Cumhuriyeti seride 2-1'i yakaladı ancak ilk maçını Tipsarevic'e kaybeden Berdych, Djokovic'e de yenilince seriye eşitlik geldi. Son maçta ise Tipsarevic, Stepanek karşısında üç sette sonuca gidip, takımını finale taşıdı.

Finalin çekişmeli olacağı belli, sakatlık olmazsa Djokovic'li Sırbistan evinde oynayacak olmanın verdiği avantajla da bir adım önde. Yalnız Fransa'nın Monfils, Clement, Llodra, Simon'lu kadrosu çok güzel olmuş, bir de Tsonga olsa tadından yenmez :)

18 Eylül 2010 Cumartesi

Marsel finalde..!


Marsel İlhan, Banja Luka Challenger turnuvasında Ramirez-Hidalgo'yu 5-7 7-6(6) 6-3 ile geçip adını finale yazdırdı.

İkinci set tie break'ini 2-5'den çeviren Marsel'in finaldeki rakibi Pospisil - Riba maçının galibi olacak.

Edit: Marsel'in Riba'yla oynayacağı final maçı, yağmur nedeniyle yarın sabaha ertelendi.

17 Eylül 2010 Cuma

Marsel, yarı finalde



Marsel İlhan bu hafta Bosna Hersek'te oynadığı toprak kort challenger turnuvasında yarı finale yükseldi.

Çeyrek finaldeki rakibi Ilya Belyaev'i 6-4 6-2'yle geçen Marsel'in yeni rakibi Ramirez Hidalgo - Alcaide maçının galibi olacak.

Enteresan bir notta maç skorlarına dair, Marsel turnuvadaki üç maçınıda 6-4 6-2'yle kazandı.

Edit: Marsel'in rakibi Ramirez-Hidalgo oldu.

16 Eylül 2010 Perşembe

Rafa, Barnebau'da


Rafael Nadal geçen akşam oynanan Real Madrid'in şampiyonlar ligi maçı için Santiago Barnebau'daydı. Şu çocuk bir de Barça'lı olsaymış tam adamım olacakmış..

15 Eylül 2010 Çarşamba

Sıcak Saatler


Vera'yla Kim arasındaki sıcak yakınlaşma kameralara yakalanmış =) Şaka bir yana güzel bir ters açı olmuş..

14 Eylül 2010 Salı

Amerika Açık 2010 Şampiyonları








Men's Singles
Rafael Nadal def. Novak Djokovic 6-4 5-7 6-4 6-2

Women's Singles
Kim Clijsters def. Vera Zvonareva 6-2 6-1

Men's Doubles
Bryan / Bryan def. Bopanna / Qureshi 7-6(5) 7-6(4)

Women's Doubles
King / Shvedova def. Huber / Petrova 2-6 6-4 7-6(4)

Mixed Doubles
Huber / Bryan def. Peschke / Qureshi 6-4 6-4

Junior Boys' Singles
Jack Sock def. Denis Kudla 3-6 6-2 6-2

Junior Girls' Singles
Daria Gavrilova def. Yulia Putintseva 6-3 6-2

Vamos Rafa..!




Rafael Nadal, künyesindeki tek eksik olan Amerika Açık'ı kazanarak Open Era'da bunu başaran en genç oyuncu olmayı başardı. Kaçıncı kez aynı başlığı attığımı hatırlamıyorum ama Vamos Rafa'dan başka bir şey diyemiyorum..

Yağmur nedeniyle bir gün ertelenen finalin ilk setinde Rafa servisini bir kez kırdırsa da üstün bir oyunla seti kazandı. İkinci sete Nole oldukça iyi başladı. Üstüste iyi oyunlardan sonra 4-1'i yakaladı ancak Rafa geri dönmeyi bildi. 4-4 30-30'a geldiğinde momentum Rafa'dan yanaydı ama yağmur bir kez daha Nole'un imdadına yetişti.

Yağmur arası Nole'u kendine getirdi ve yağmur dönüşünde seti 7-5 ile kazanmayı başardı. Nadal turnuvadaki ilk setini kaybedince acaba bir şeyler olabilir mi diye bekledik ama sonrasında Nadal açıkçası fazla iyi oynadı.

Kupa seremonisinde Nadal; "Bu hayal ettiğimden çok daha fazla. Burada bu finalde olmak, finale kadar gelebilmek, yalnızca bir kaç saniye sonra bu kupayı tutucak olmak inanılmaz bir şey" şeklinde konuştu.

Günün en güzel sözünü ise Uncle Toni söyledi;
-Sizce Nadal bir gün tarihin en iyisi olabilir mi?
-Tarihin en iyileri Federer, Borg, Laver.. Rafa iyi bir oyuncu ama şu an için o gruba ait değil..
-Belki bir gün..?
-Bilmiyorum, bilmiyorum. 5-6 yıl sonra sorarsınız belki o zaman söyleyebilirim.

Nadal kesinlikle inanılmaz bir oyuncu, bunu kimse tartışamaz. Henüz 24 yaşında ve önünde Uncle Toni'nin de dediği gibi 5-6 yıl var. Federer'i geçer mi geçmez mi, hep birlikte göreceğiz. Ama zaman kesinlikle Nadal'dan yana...

12 Eylül 2010 Pazar

Deja Vu




Bayanlar finali yine heyecandan yoksun, tek taraflı bir maç olarak geçti. Wimbledon finalisti Zvonareva ikinci Grand Slam finalinden de boynu bükük ayrıldı.

Vera'nın finale çıktığını görünce böyle bir sonucun gelebileceğini düşünmüştüm. Finale kadar set vermeden gelip, bu kadar kötü oynamayı anca o başarabilir.

Kim Clijsters'da ikinci kez üstüste Amerika Açık şampiyonu olurken, oynadığı son 4 Amerika Açık turnuvasında 3 şampiyonluk, bir final görerek bu kortlarda oynamayı ne kadar sevdiğini gösterdi.

Nole vs Rafa



Amerika Açık 2010'da tek erkekler finalinin adı belli oldu. Youzhny'i 3 sette geçen Rafa, Federer'i 5 sette devirmeyi başaran Nole'un karşısına çıkacak.

Bu sene tatili anca bayrama denk getirince neredeyse Amerika Açık'ın 2. haftasını tamamen kaçıracaktım. Neyse ki referandum sebebiyle erken dönüş yaptık.

Sonuçları bile takip edemediğim için tatil dönüşü baya sürprizli oldu. Çok formda gelen Murray'in Wawrinka'ya kaybettiğini görmek epey şaşırtıcı oldu. Ama daha büyük sürprizi ise Nadal'la yaşadım, set vermeden finale çıkması gerçekten büyük iş.

Yarı finallerde bir tek Federer Djokovic maçının son setini yakalayabildim. Fed bol bol basit hata yaptı. Yine de 2 maç sayısı yakaladı ama sonraki puanlarda çok pasif kaldı. Djokovic 07'den sonra 2. kez finale yükselmeyi başardı. Toplamda da 3. Grand Slam finali olacak.

Nadal ise artık tarihe geçmeye çok yakın. Bu kadar iyi oynadığı bir turnuvada finalde kaybederse çok yazık olur. Gönlüm Rafa'dan yana..

8 Eylül 2010 Çarşamba

Dokuzuncu günün ardından

*Bayanlarda 2 çeyrek final mücadelesi vardı. Geçen yılki muhteşem geri dönüşü ile turnuvayı kazanan Kim Clijsters , final yolunda adım adım ilerlemeye devam ediyor. Tenisi bırakmasının ardından geri dönüşü sonrası zaman zaman yaşadığı 2.set sorununu dün Stosur karşısındada tekrarlamasına rağmen 3sette kazanarak yarı finale yükseldi.
Günü diğer maçında ise kardeşinin turnuvada olmaması nedeniyle , nerdeyse ailesini tek başına temsil etme görevine soyunan Venüs , formda isimlerden Schiavone'ye set vermedi. Abla Williams'ın özellikle servislerinin etkinliğini rakiplerine çok sorun yaratmakta.

*Erkeklerde ise turnuvanın en çekişmeli 2maçı oynandı bugün. İspanyol oyuncuların son oyuna kadar süren mükemmel mücadelesinde 5sette Verdasco kazanmayı başardı. Setlerde 2-0 geri düşmesine rağmen , kendinin en iyi özelliklerinden biri olan asla pes etmeme ruhu yine kabardı ve geriden gelip rakibini yenmeyi başardı.
*Amerikalıların elde kalan tek silahları olan Querrey'de toplam 55 oyunun oynandığı mücadele 5sette Wawrinka'ya mağlup oldu. Genelde servis atanın oyununu kazandığı, acelerin havada uçuştuğu setler şeklinde geçen mücadele seyircilere keyifli anlar yaşattı.
*Günün diger maçlarında ise süpriz yaşanmadı. Nadal bir kez daha set vermeden rakibi Lopez'i geçerken , Youzhny'de Robredo'yu 3-1 le geçmeyi başardı.

Dasco'nun saçlarda fena :)

Skorlar;


7 Eylül 2010 Salı

Sekizinci günün ardından




*Sekizinci günü geride bıraktığımızda günün en çarpıcı galibiyeti Cibulkova'dan geldi. Maç içinde resimdede gördügümüz sol baldırından sorun yaşayan ve saglık molası alan Slovak raket, çok iyi mücadele ettigi maçta Kuznetsova'yı 2sette geçmeyi başardı. Kuznetsova'nın maç içindeki sıkılgan tavırlarına ek olarak , Cibulkova'nında her puandaki mücadelesi ve güçlü vuruşları galibiyeti getirdi.
*Maça çok iyi başlayan ancak sonunu getiremeyen Wickmayer'de günün hayal kırıklığı oldu. 6-0 lık ilk set ardından bir türlü devamını getiremeyen genç oyuncu , ikinci seti tie-break le kaybederken , final setindede varlık gösteremedi ve Kanepi'ye mağlup oldu. Wimbledon'dan sonra burdada adını çeyrek finale yazdırmayı başaran Kanepi'ninde bu yılki çıkışını gözden kaçırmamak gerek.
*Zvonareva zorlanmadan Petkovic karşısında kazanırken , günün en merakla beklenen maçındada gülen 1numaralı seri başı Wozniacki oldu. Bu yılın en formda oyuncularından olan genç yıldız , Sharapova karşısındada oyununu rakibine kabul ettirdi. Sharapova'nın son dönemdeki en ciddi sorunlarından biri olan servis sıkıntısı ile birlikte , her puanda Wozniacki'yle rallylerle baş etmeye çalışması bu maça taktik olarak çok iyi hazırlanamadığını gösterdi.


Erkeklerde ise favorilerin zorlanmadığı bir günü geride bıraktık. Şampiyonluğun en büyük adaylarından Federer , maç içinde zaman zaman beklenmedik anlarda servisinde sorun yaşasada , buna hemen karşılık vererek set vermeden Melzer'i geçti. Soderling ise toprak zeminin etkili isimlerinden Montanes karşısında ilk seti kaybetsede diğer setlerde rakibine şans tanımadı. Djokovic ve Monfils'te rakipleri karşısında set kaybetmedi.

Sonuçlar;


6 Eylül 2010 Pazartesi

Yedinci günün ardından


*7. Günün sonunda bayanlarda favoriler yollarına devam etti. Turnuvanın en büyük şampiyonluk adaylarından Clijsters , son zamanların kıpırdanan isimlerinden Ivanovic karşısında zorlanmadı. Maçın büyük bölümünde puanlara hakim olurken , rakibine direnme şansı vermedi.
*Williams kardeşlere karşı geçmişte çok büyük hüsranlar yaşayan Peer ilk kez maç içinde bu kadar direnebildi , ancak yine 2sette kazanan Venüs oldu.
*Fransa Açık şampiyonluğu ile birlikte kariyerinin en muhteşem zamanlarını geçiren Schiavone'de , iyi tenisini sürdürdü. Maç içinde sakatlık sorunları yaşayan Pavlyuchenkova'ya sadece 3 oyun vererek yoluna devam etti. Günün en çekişmeli mücadelesi için ise şu resim herşeyi anlatmakta ;


*İlk seti kaybeden , ancak 2.setle birlikte maça tekrar dönen Dementieva , maçı bir türlü sonlandıramadı. Adeta bir basit hata makinesi gibi oynayan Stosur (58 basit hata) karşısında , final setinde 5-3 ken maç puanından yararlanamadı Elena. Servisini kırdırdıktan sonra bir sonraki oyunda bu kez Stosur'un servisinde 3kez maç puanından yararlanamadı. Ve tie-break'e giden final setinin sonundada gülen Stosur oldu. Dementieva'nın son noktayı koyamadığı kaçıncı maç oldu artık saymaktan yoruldum.


*Erkeklerde ise günün süprizi Wawrinka'dan geldi. İsviçreli tenisçi için aslında ilk set oldukça yıkıcıydı. 5-1 öndeyken ilk seti bitiremeyen ve tie-break'le kaybeden Waw için, diger setlerdede bunun moral bozuklugu ile varlık gösteremiycegi bekleniyordu. Ancak 2.seti tie-breakle , diger setlerdede 6-3 lük skorlar ile maçı kazanan Wawrinka , iyi servisleri , ace'leri ve başarılı file puanları ile galibiyeti almayı başardı.
*Nadal , Simon karşısında zorlanmazken , çok fazla basit hata yapan ve hazır görünmeyen Nalbandian karşısında Verdasco tek set kaybetti. Vatandaşı Gimeno-Traver karşısında Ferrer'de set kaybetmeden turu geçti.
*Bir Amerikalı sevinirken , bir Amerikalıda üzüldü. Almagro karşısında set vermeden kazanan Querrey ile taraftarlar mutlu olurken , Youzhny karşısında fiziksel olarak maçta kalamayan Isner 4sette kaybetti.

Skorlar;

Stanislas Wawrinka (25) def. Andy Murray (4) / 6-7 (3-7), 7-6 (7-4), 6-3, 6-3
Fernando Verdasco (8) def. David Nalbandian (31) / 6-2, 3-6, 6-3, 6-2
David Ferrer (10) def. Daniel Gimeno-Traver / 7-6 (7-2), 6-2, 6-2
Mikhail Youzhny (12) def. John Isner (18) / 6-4, 6-7 (7-9), 7-6 (7-5), 6-4
Sam Querrey (20) def. Nicolas Almagro / (14) 6-3, 6-4, 6-4

Kim Clijsters (2) def. Ana Ivanovic / 6-2, 6-1
Venus Williams (3) def. Shahar Peer (16) / 7-6 (7-3), 6-3
Samantha Stosur (5) def. Elena Dementieva (12) / 6-3, 2-6, 7-6 (7-2)
Francesca Schiavone (6) def. Anastasia Pavlyuchenkova (20) / 6-3, 6-0


4 Eylül 2010 Cumartesi

Francesca Federer



Francesca Schiavone, Federer'e nazire yaparcasına bir bacak arası puanı kazandı. Gerçi direk puana gidemedi ama bu bile müthiş.

Beşinci günün ardından



Amerika Açık'ın beşinci gününde erkeklerde Nadal, Murray, Nalbandian, Ferrer ve Verdasco rakiplerini üçer sette geçerken bayanlarda oynanan 8 maçta iki sette sona erdi.

Nadal'la Istomin arasındaki maçın ikinci set tie break'i görülmeye değerdi. Istomin'in 5-1 öne geçtiği tie break'te Nadal üstüste 6 puanla seti noktaladı. Ancak Istomin'in kazandığı bir puan var ki muazzam bir andı. İzlerken koltuktan fırlattı resmen. Puanın videosunu eklicem ama çok kötü görüntü kalitesi, top bile zor görülüyor. Düzgün bir şey çıkınca eklerim.

Beş setlik maçlarda son dönemin formda ismi Stakhovsky, elemelerden gelip ilk turda Ljubicic'i geçen genç Amerikalı Harrison'ı geçerken, elemelerden gelen bir diğer isim Fransız Paire, Lopez'e beş sette kaybetti.

Bayanlarda tüm maçlar iki sette biterken sürpriz sayılabilecek bir sonuç çıkmadı.