31 Ocak 2011 Pazartesi

Aman be Marsel


Marsel İlhan, 2011'deki beşinci maçını da kaybetti. ATP Zagreb'de ana tablo ilk turunda Lukas Lacko'yla karşılaşan milli raket, korttan 6-4 4-6 5-7'lik üç set sonunda mağlup ayrıldı.

Valla söyleyecek bir şey yok, klasik Türk taraftar profiliyle konuya yaklaşacak olursak, Marsel şaşırma sabrımızı taşırma! derim anca..

30 Ocak 2011 Pazar

Avustralya Açık 2011 Şampiyonları

 


Men's Singles
Novak Djokovic def. Andy Murray 6-4 6-2 6-3

Women's Singles
Kim Clijsters def. Na Li 3-6 6-3 6-3

Men's Doubles
Bryan / Bryan def. Bhupathi / Paes 6-3 6-4

Women's Doubles
Dulko / Pennetta def. Azarenka / Kirilenko 2-6 7-5 6-1

Mixed Doubles
Nestor / Srebotnik def. Hanley / Chan 6-3 3-6 10-7

Junior Boys'
Jiri Vesely def. Luke Saville 6-0 6-3

Junior Girls'
An-Sophie Mestach def. Monica Puig 6-4 6-2

Bir kez daha Djokovic


Avustralya Açık 2011 tek erkekler şampiyonu Andy Murray'i 6-4 6-2 6-3'le devirerek burada 2. kez şampiyonluğa ulaşan Novak Djokovic oldu.

Çok çok daha iyi bir maç bekliyordum ilk önce bunu belirteyim. İki tarafta maça çok gergin başladı. Adeta ilk seti kaybedenin maçı kaybedeceği endişesiyle fazla risk almaktan kaçınarak oynadılar. İlk setin düğümünü çözen aynı Federer karşısında da olduğu gibi Nole'un çabuk ayakları oldu.

İlk setin bitişiyle beraber Murray'in zaten gergin olan sinirleri iyice bozuldu. Sürekli kendi kendine konuşan, arada uygunsuz kelimeler sarfeden, sanki yorgunluktan bitmiş gibi bir hal içine giren Murray, bir Grand Slam finalinde yapılmaması gereken ne varsa yaptı.

Djokovic de bu durumu ikinci setin sonuna kadar kullandı. Bu sette 5-0'ı yakaladıktan sonra Murray bir 15-20 dakika toparlandı, üçüncü sete de servis kırarak başlayınca bu kez Nole rahatsız olmaya başladı.

Maçı daha çok isteyen taraf kuşkusuz Nole oldu. Nole'un çabuk ayakları karşısında çaresiz kalan ve groundstroke'lara da çare üretemeyen Murray, üçüncü kez bir Grand Slam finalini set dahi alamadan kaybetti.

Üçüncü setin hemen başında Mats Wilander Murray hakkında harika yorumlarda bulundu. İlk önce fiziksel ve mental gücün öneminden bahseden Mats, Murray'e cuk oturan Ivan Lendl örneğini verdi. Lendl'da ilk Grand Slam'ini 24 yaşında kazanmış ve sonrasında bu sayıyı 8'e kadar çıkarmıştı, ancak onun ilk yıllarında bir "winner" olduğunu söylemek çok güçtü. Kendisi çok çok zayıftı hem fiziksel olarak, hem de -dolayısıyla- mental olarak. Murray'in taraftarı olmak çok zor, çünkü gözlerinde hiç bir ışık, onu ateşleyecek bir kıvılcım göremiyorsunuz. Her puandan sonra sanki yorgunluktan bir adım daha atamayacakmış gibi gözüküyor. Tamam yorgunluktan ölmüş olabilirsin sonuçta turnuvanın son maçı ama bu bir Grand Slam finali ve rakibine sürekli negatif sinyaller yolluyorsun şeklinde durumu özetledi.

Mats Wilander ayrıca Murray için korttaki şu haliyle, bu mental zayıflıkla bile bir Grand Slam kazanabileceğini ama birden fazlasının imkansız olduğunu söyledi ki altına imzamı atarım..

29 Ocak 2011 Cumartesi

Aussie Kim !!!


Avustralya Açık 2011 Bayanlar finalinde mutlu sona ulaşan taraf Li Na'yı 3-6 6-3 6-3'le deviren Kim Clijsters oldu. Kariyerinin 4. Grand Slam zaferine ulaşan Kimmie, maç puanından sonra gözyaşlarına hakim olamadı.

Klasik girişimizi yaptıktan sonra kısaca maça değinecek olursak, maça iyi başlayan taraf Kim oldu ancak sonraki 1.5 setlik süre boyunca istediklerini bir türlü ortaya koyamadı. İlk seti 6-3'le hanesine yazdıran Çinli raket ikinci sette de 3-2 öne geçmeyi başardı. Bu oyundan sonra agresif Kimmie korta geri döndü, üstüste 6 oyun alarak hem ikinci seti aldı hem de final setinde servis kırarak öne geçmeyi başardı.

Li Na, final setinin üçüncü oyununda servis kırınca maça ortak olur mu diye düşünüyorduk ki Kimmie'nin agresif ama 0'a yakın hatayla oyununu bir üst seviyeye çekmesi maçı ve şampiyonluğu ona getirdi. Zaten ilk iki sette yakın giden istatistikler final setinde farkı ortaya koydu.

Li Na ilk 1.5 setlik süre boyunca nefis bir "footwork" örneği gösterdi, hep doğru zamanda doğru yerdeydi ve geri gönderdiği her top Kim'i hataya zorluyordu. Maçın ikinci yarısında oyunun kontrolünü kaybetmeye başlayan Li'nin aklı da başka yerlere kaymaya başladı. Korttaki böceklerden ve flaşlardan rahatsız olduğunu açık bir şekilde gösterirken, kort değişimi sırasında Alison Lang'e gidip Çinli seyircilere bana nasıl tenis oynayacağımı anlatmamalarını söyler misin diye de bir laf etti.

Tabii oyun konsantrasyonu bozulan Li karşısında Kimmie'nin o sinir bozucu soğukkanlılığıda etkileyiciydi. Zaten maç sonundaki gözyaşlarının sebebi de büyük ihtimalle kendini fazla sıkmasındandı.

Grand Slam finallerinde en sevdiğim bölüm olan kupa seremonisi son yıllarda gördüğüm en eğlenceli konuşmalara sahne oldu. Kocasının horlamasından şikayetçi olan Li, bu kez güzel sözlerle gönlünü almayı bildi; "Şişman ya da zayıf, yakışıklı ya da çirkin olman benim için önemli değil, her zaman seninleyim ve seni çok seviyorum"

Kimmie ise iki hafta önce Melbourne'e ilk geldiğinde dişini kırdığını, gittiği dişçinin çok çabuk bir şekilde sorunu hallettiğini ve kendisinden finale çıkarsam ona teşekkür etmemi istediğini söylerken. Amcasının Doha'da hayatında gördüğü en çirkin yeşil pantolunu giydiğini ve orada şampiyon olduktan sonra eğer buraya da gelmek istiyorsa yine o çirkin şeyi giymesi gerektiğini söyledim dedi. Hakikaten de acaip bir renkti, ama uğurlu geldiği kesin..

Seremoninin en güzel anı ise Kim'in şu sözleri oldu; "Bana sonunda Aussie Kim demenizi hakettim sanıyorum, çünkü bu şampiyonluğu kazandım"

Aussie Kim

Evsahibi izleyiciler onu Aussie Kim (Avustralyalı Kim) olarak çağırırlar. Kariyerinin ilk AO kupasını kazandı.




- Maçın ilk 8 puanını alarak 2-0 la başladı Kim , bu sefer geçen hafta yaptığı hatayı yapmaz geri dönüş imkanı vermez dedik Li'ye ama olmadı , 6-3 le kaybetti ilk seti Kim. Set boyunca sürekli rallylerde oyunun içinde kaldı Çinli oyuncu , ortalama üstü servis attı , rallylerde kolay toplar göndermedi karşıya , boyle oluncada sürekli rahatsız pozisyonlarda winner denedi Kim , denedikçe hata yaptı , yaptıkça sinirlendi daha çok denedi ve hatalarla seti kaybetti.

- 2.sette başlarda yine oyunu kontrol altına alıcaktı Kim ama bir türlü yapamadı, karşılıklı kırıldı servisler sürekli , derken setin ortasında bir anda ivmesini yükseltti , Li'yi oyundan düşürdü 6-3'le aldı ve ve final setine taşıdı maçı.

- Final setinde tüm moral motivasyon Belçikalı oyuncudaydı. Setede çok hızlı başladı. 2-0 yaptı , koparıcaktı maçı derken yine bir an duraksadı , Li herşeyin bitmediğini anladı , break le 2-1 yaptı ama sonrasında Kim yine vites yükseltti , Li'de yavaş yavaş kaybedicegini anladı ve maçtan uzaklaştı. 6-3'lede son seti alarak kupayı kazandı.

- Li'nin 2011'le birlikte top 5 oyuncusu gibi oynadığını kabul etmek ve takdir etmek lazım , bu yıl performansını devam ettirirse , kariyerinin gelmiş geçmiş en başarılı yılını geçirebilir. Kim içinse fazla birşey soylemeye gerek yok , onu keyifle izleyecegimiz yılların hızla tükenmesi üzücü.

- Son olarakta WTA'dan 1-2 cümle ile bahsetmek istiyorum. Serena'nın sakatlığı , Venüs'ün yaşlanması ve yavaş yavaş uzaklaşması , Kim'in 2011'den sonra yavaş yavaş çekilecegini söylemesi ile birlikte ciddi bir kalite düşmesi yaşanıcak. Rusya taraflarından sürekli oyuncu çıkması ama bir türlü istikrarlı bir şampiyonun gelmemesi , diger oyuncularında bir var bir yok görüntüleri ile birlikte , WTA'nın genelindeki kalite kaybı endişe verici

28 Ocak 2011 Cuma

AO 2011 Erkekler Finali; Djokovic vs Murray


- Nadal'ın elenmesi ile birlikte tüm gözler Federer'in üstüne çevrilmişti şampiyonluk için. Ancak hesapta olmayan formda bir Novak vardı. Yüksek servis yüzdesi - iyi savunması - herşeyden öncede maç içinde istikrarında hiç bir dalgalanma göstermeyerek Federer'in oyununu sürekli bozdu. Federer'in de o geçen sene sonunda bizlere izlettirdigi oyunu "tekrar form mu tutuyor?" sorusunun paralelinde oynayamayadı bir türlü. Ztn 2.sette 5-2 öndeyken üstü üste 5 oyun vererek seti kaybetmesi Federer'in maçta istediklerini ne kadar yapamadığını gösterdi. Kısacası hakederek alınmış 3setlik bir galibiyet oldu Novak adına.

- Diger tarafta ise Nadal'ın elenmesi ile bir anda ümitlenen diğer oyunculardan son gülen Murray oldu. Sezona iyi giren isimlerden biri olan Ferrer karşısında ilk seti kaybetmesine rağmen 2seti tie-break'le (7-2'şer) olmak üzere 3-1 le kazanan İskoç , geçen yıldan sonra bu yılda finale çıkmaya başardı.

- Final aslında oldukça denk gibi görünüyor. Ancak bahis oranlarınında gösterdiği gibi bende Djokovic'i bir adım önde görüyorum.

27 Ocak 2011 Perşembe

AO 2011 Bayanlar Finali; Clijsters vs Li Na


Clijsters için söylenebilecek fazla bir şey yok zaten buraya turnuvanın 1 numaralı favorisi olarak geldi. Vera karşısında da rahat bir maç çıkardığını söylemek mümkün. Ama asıl hikaye diğer yarı finalde..

Dünya 1 numarası Caro, Li Na karşısında 6-3 5-4 öne geçti ve bir de maç sayısı yakaladı. Ancak bunu çevirmeyi başaran Çinli raket üstüste aldığı oyunlarla önce ikinci seti hanesine yazdırdı ardından üçüncü setin başında servisini kırdırmasına rağmen rakibinin sonraki iki oyununda da servis kırmayı başarıp adını finale yazdıran taraf oldu.

Avustralya Açık öncesi son turnuva olan WTA Sydney'de karşı karşıya gelen ikili şimdi çok daha büyük bir finalde karşılaşıyor. Sydney finali gerçekten görülmeye değerdi. Hatırlarsanız Li Na ilk sette 0-5'den dönüp iki sette şampiyon olmuştu. Şimdi Kimmie için rövanş zamanı, ben teniste rövanş kavramına karşıyım aslında ama bu final beni gerçekten heyecanlandırıyor.

JuJu :(


2010'un başında tenise dönerek heycanlandırmıştı bizleri. Sezonun ilk turnuvasında çok güzel maçlar çıkarıp , finalde Kim'le uzun - kaliteli - keyifli bir final izletmişti bizlere. İnşallah devamı gelir derken , Avustralya Açık'ta finale çıktı Serena'yla karşılaştı, yine bizleri umutla doldurdu , "ben döndüm diyerek"...

Son yıllarda "teknik" anlamda yüksek kalitede tenisçileri izleyemiyoruz turda. Kim ve Justine'in bırakması ile birlikte iyice güç oyununa dönmüştü oyun. Kim geri döndü ve her geçen daha iyi oluyor. Justine ise geçen seneki Avustralya Açık'tan sonra sürekli sakatlıklarla boğuştu. Bu senede yine benzer sorunları vardı ve Avustralya Açık'ta Kuznetsova'ya elendikten sonra yine bu sakatlıklar canını sıkmaya başladı...

Dün yaptığı açıklama ile birlikte , dirseğinde yaşadığı sorunun ciddi olduğunu Avustralya Açık'ta acılara rağmen oynadığını ve sakatlığının bu süreçte dahada kötüye gittiğini belirterek kariyerini sonlandırmanın doğru karar olduğunu söyledi ve tenisi 2.kez bıraktığını belirtti.

Not: Resim 2008 deki bırakma kararından..

26 Ocak 2011 Çarşamba

Olmadı...

Üst üste 4 grand slam'ide kazanarak tarihe geçmek isteyen Nadal bu yolda daha fazla ilerleyemedi. Vatandaşı Ferrer ile çeyrek finalde karşılaşan yıldız raket , ilk sette ağrıları nedeniyle sağlık molası aldı ve moladan sonra açıkçası hiçte iyi durumda görünmüyordu. Yinede rakibine ve seyirciye saygısından dolayı büyük bir profesyonellik örneği gösterdi ve maçın sonuna kadar acılar içinde mücadele etmeye çalıştı. Ancak 3sette mağlup olmaktan kurtulamadı. Herzaman kortta dinç , güçlü görünen Nadal'ın bu halleri tüm tenis izleyicilerini üzmüş olmalı.



- Nadal'ın sıkıntısı ile ilgili bir çok şey konuşuldu bugun. Uyluk kemiğinden kaynaklanan bir sorun olduğu son bilgilerdi.

- Erkeklerde günün diğer maçında da Murray, Dolgopolov'u 4sette geçti ve Ferrer'in rakibi oldu.

- Kadınlardada favoriler yoluna devam ediyor. Clijsters'ta , Zvonareva'da 2şer sette rakiplerini geçti. Kim'in final günü herhangi bir sağlık sıkıntısı yaşamazsa , turnuvanın başında olduğu gibi şimdide şampiyonluk adayım

25 Ocak 2011 Salı

Venüs Fed Cup'ı kaçırıyor


Avustralya Açık 3.tur mücadelesinde , Petkovic karşısında maçın henüz ilk dakilalarında sakatlığı sebebiyle maçı bırakan Amerikalı oyuncu Venüs Williams , önümüzdeki ay Fed Cup'taki Belçika mücadelesini kaçırıyor. Birkaç hafta sakatlığı sebebiyle dinlenmek zorunda olduğunu soyleyen oyuncu , bir kaç gün içersinde Belçika eşleşmesi kadrosunu açıklayacak Amerika Kaptanı Mary Joe Fernandez'e sakatlığı ile ilgili bilgi verdi ve %100 durumda olmadan korta dönmeyeceğini belirtti.

Bir tweener daha



Oyuncular bu vuruşla topu karşıya geçirmekte zorlanırken , bugun Federer birde lob denedi. Tenisi bırakmadan bize daha neler yaşattırıcak merak içersindeyim :)

Çeyrek finaller #1

-Çeyrek finallerin ilk gününde bizi şaşırtan bir sonuçla karşılaşamadık. Dünya 1numarası Caro , Kuznetsova harbinden sağ çıkmayı başarmış Schiavone'yi 3settede olsa geçti. Yorgunluktan nerdeyse ayakta duramıcak durumdaki İtalyan oyuncuya karşı Caro'nun oyunu pek iç açıcı olmadı. Bugunku maçında Petkovic'i 2sette geçen Li ile karşılaşıcak Caro yarı finalde ve açıkçası sezona çok sıkı giren , iyi durumdaki Li karşısında Caro'nun işi çok zor olucak.


-Wawrinka karşısında dominant bir oyun sergileyen Federer , 3sette zorlanmadan kazanırken , tüm maç boyunca sadece 1kez bp şansı tanıdı rakibine. Ufukta bir Rafa - Fedex finali görünürken , Federer bunu düşünmediğini adım adım her maçı yaşadığını soyledi , ancak bu finalin ihtimalinin ne kadar yüksek olduğununda farkında olduğundan bahsetti.

-Berdych karşısında sadece 2.sette zorlanan Novak , 3sette maçı bitirmeyi başardı ve Federer'in yarı finaldeki rakibi oldu. Geçen yıl 5kez karşılaşan bu 2liden Novak 1kez ondada 5sette galip çıkmıştı. Bakalım bu sezona nasıl bir giriş yapıcak.

24 Ocak 2011 Pazartesi

Hooop Marsel ?!?

Bu hafta Almanya'da Heilbronn Challenger'a katılan Marsel, ilk turda Dominic Meffert'e 7-6(5) 6-4'lük sonuçla mağlup oldu.

Nolcak bu Marsel'in hali demek istemiyorum ama bu sezon daha galibiyeti yok. Eminim ki geçici bir dönemdir bu, yine de endişe verici.

4.Tura devam...



-Günün en büyük süprizi Robin'in maçından geldi. Sakatlığının etkilediği bilgileri gelse de , 5. sete kadar mücadeleyi taşımasına rağmen , Dolgopolov'a yenilmekten kurtulamadı. Maçın özetini istatistikler çok güzel göstermekte aslında. Robin ; %59 ilk servisten puan cıkarma , 34 winner , 51 basit hata. Dogopolov'un rakamları ise ; %79 , 50 winner , 23 basit hata.

-Erkeklerde günün diğer maçlarında ise heyecanı bulabilmek bile çok zordu. Nadal ve Murray 3er sette tur atlarken , Ferrer de 1set vererek turu geçti.


-Kadınlarda ise Kvitova parlamaya devam ediyor. Stosur'u eleyerek Avustralyalıları üzen genç oyuncu , bugun de geriye düşmesine rağmen Pennetta'yı 3 sette geçti ve çeyrek finali görmeyi başardı.

-Clijsters çok iyi olmadığı ve ilk sette Makarova'yı anca tie-breakte geçebildigi günde  2sette kazanırken , Zvonareva ve Radwanska'da turladı.

23 Ocak 2011 Pazar

İtalyan Aygırı iş başında


 - Dördüncü turun iyi bir mücadeleye sahne olacağı düşünülen maçı tam bir tenis şölenine dönüştü. Francesca Schiavone, tarihin en uzun ikinci kadınlar maçında Svetlana Kuznetsova'yı 6-4 1-6 16-14 ile geçip adını çeyrek finale yazdırdı.
 
- Maç hakkında yazılabilecek çok şey var ama iki hatunun da kazanma hırsı ve kondisyonları görülmeye değerdi. Schiavone'nin maç 5 saate yaklaşırken hala kortu 3-4 kere katetmesi takdire şayan gerçekten, boşuna İtalya Aygırı demiyoruz.
 
- Schiavone'nin final setinde 6 maç puanı çevirdiğini belirtmekte fayda var. Gerçekten süper bir maç oldu.. Ancak tabii bu sadece bir maç, çeyrek finalde Caro'yla oynayacak Schiavone. Önceki maçların sürelerini de hesaba katarsak Schiavone'nin yolu buraya kadarmış diyorum. Fran 4 maçta 668 dakika kortta kalırken, Caro sadece 331 dakikada işi bitirdi.Yarı yarıya bir fark var dolayısıyla Caro için rahat bir maç olmasını bekliyorum..



- Petkorazzi de Masha karşısında fazla zorlanmadı. Zaten basit hata sayıları maçın kısa özeti gibi olmuş; Petko 9, Masha 30. Petko zafer dansını da ihmal etmedi..

- Günün diğer maçları fazla bir mücadeleye sahne olmadı. Caro Sevastova'yı, Li Azarenka'yı iki sette geçerken, erkeklerde de Federer 4, Djokovic ve Berdych de 3'er sette kazandı.

22 Ocak 2011 Cumartesi

Rafa'nın Armani çekimi


Bugün tam da maç sırasında ya bu Nadal şeker gibi çocuk, hatunlar nesini seksi buluyor bunun diye düşünürken Armani fotoğrafları bomba gibi düştü. Nadal'a bu sene Megan Fox eşlik ediyor, o da ayrı bir tez konusu tabii..

Kısa kısa 6. gün


- Değerlendirmeye günün son maçında Tomic'i üç sette deviren Nadal'la başlayalım. Üç sette bitti ama gayet uzun bir maç oldu. İlk set skorunun 6-2 olmasına rağmen çok yakın geçtiğini belirtmek gerekiyor. Tomic de kariyerinin en iyi 15-20 dakikasını ikinci setin başında 4-0'ı yakalarken oynadı. Tomic adına bu maç için söylenebilecek tek olumsuz yorum ikinci seti bir şekilde alması gerektiği olur. Genç Avustralyalı çok yakında adından sıkça söz ettirecek..

- Geçen gün gençlerin turnuvası oldu demiştim, gerçekten de öyle olmaya devam ediyor. Kanadalı Milos Raonic de Albay karşısında 4 sette kazandı. 31 ace attı dün gece, herkese karşı etkili olabilecek çok iyi bir servis oyunu var ama file önünde aynı başarıyı sergileyemiyor. Geliştirirse o da bomba gibi bir yetenek..

- Berankis'i süründüren Ferrer, şimdi de Raonic'le karşılaşacak. Ferrer de bu sezona çok iyi başladı gerçekten, ben Raonic'i de devireceğini ve çeyrekte Nadal'la güzel bir maç oynayacağını düşünüyorum..

- Uzun maçların adamı Isner bu kez Cilic'e kaybetti. 5 saate yakın maçın beşinci seti 9-7'yle sonuçlandı. Tabii böylesi bir maç sonrası Nadal'la oynayacak olması da onun şanssızlığı, üç sette biter o maç..

- Dolgopolov da sonunda adam gibi tenis oynuyor dediğimiz Tsonga'yı 1-2'den gelip devirmeyi başardı. Ukraynalı'nın da acaip bir hikayesi var..


- Bayanlarda günün sürprizi Benesova'dan geldi. Çek raket, Pavlyuchenkova'yı üç sette geçmeyi başardı. Pavly'nin üçüncü sette zaman zaman saçmaladığını ve eline geçen fırsatları harcadığını belirtelim.

- Kvitova da emin adımlarla ilerliyor. Stosur'u iki sette devirirken ilk set tie break'ini 3-5'den kazanması da kayda değer. Çok soğukkanlı bir duruşu var, çok seviyorum böylelerini..

- Makarova da beni utandırmak için elinden geleni yapıyor. Kura değerlendirmesinde onun için; " Ben bu Makarova'dan baya umutluydum ama olmadı bir türlü" dedim ya dördüncü turu gördü şimdi. Kimmie karşısında pek şansı yok ama dur bakalım hele bir oynasınlar..

21 Ocak 2011 Cuma

Kısa kısa 5.gün


-5.günün ardından bayanlarda yavaş yavaş dökülmeler başladı. Önce yoluna devam eden favorilerden bahsedelim. Wozniacki , Li , Azarenka , Schiavone set vermeden tur atlarken , yükselen yıldız adaylarından Goerges'e ilk seti veren Sharapova , 3sette kazanmayı başardı. Önceki turda Wickmayer'i 2sette geçerek , son yıllardaki çıkışına son gaz devam eden geçen oyuncu Sevastova , 3.turda Manasieva'yı da çok rahat geçerek adını 4.tura yazdırdı.

-Resmin anlamından devam edicek olursakta ; geçen yıl tenise geri dönüşü ile bizi heycanlandıran , sezonun ilk turnuvasında Kim ile süper bir final oynayan ve AO'da da finale kadar çıkarak "işte Henin geri döndü" cümlelerini bize kurduran, ancak 2010'un çoğunu sakat geçiren Belçikalı oyuncu , bugun Kuznetsova karşısında 2 sette kaybetti. Grand Slam'lerdeki kariyeri boyunca 3.turda hiç yenilmeyen ve 27 kez kazanan Henin , ilk kez 3.turda bir Grand Slam'e veda etmiş oldu.

-Günün beklenmeyen sonucuda Venüs'ten geldi. Kardeşinin yokluğunda turnuvanın en büyük favorilerinden biri olan Amerikalı oyuncu , henüz maçın 2. oyununda , resmin solundaki müdaheleyi yaptıktan sonra acısıyla birlikte kortu inleten bir çığlık attı ve hemen sandalyesine giderek doktoru cagırdı. Devam edemiycegini anladıktan sonra maçtan çekildi ve Petkovic terlemeden 4.tura yükselmiş oldu.

Erkeklerde ise oldukça sakin bir gün oldu.


- Federer, Verdasco, Berdych beklendiği gibi zorlanmadan kazanırken, Roddick geriye düşmesine rağmen 3-1 le Haase'yi geçebildi. Troicki'ninde çekilmesi ile Djokovic ter atarak tur geçerken , Robredo'da Ukraynalı oyuncu Stakhovsky'i 4sette geçmeyi başardı.

-Günün çekişmeli geçmesi beklenen mücadelesinde ise sadece 1set bize bunu izletebildi. Resimde ne kadar sıkıntı anlar yaşadığını gördügümüz Monfis , Wawrinka karşısında ilk sette tie-break'le geriye düştükten sonra bir daha varlık gösteremedi ve diğer setleride 6-2 , 6-3 vererek turnuvaya veda etti.

20 Ocak 2011 Perşembe

Caro'nun THY reklamı



Türkçesini bol bol görürsünüz zaten diye ingilizce versiyonunu koydum. Güzel olmuş sanki, ben beğendim..

Kısa kısa 4. gün


- Bayanlarda erkeklere nazaran temiz bir günü geride bıraktık. Sürpriz namına birini seçiceksek Cornet'in Martinez Sanchez'i elemesini seçebilirim. Onun dışında Benesova'nın Kirilenko'yu, Halep'in Kleybanova'yı elemesi her ne kadar 2 seri başı da olsa sürpriz değildi.

- Vera'cığımız da formda Bojana'nı geriden gelerek 3 sette geçmeyi başarmış. Bojana gerçekten iyi bir grand slam geçirdi diyebiliriz.

- 7 numaralı seribaşı Jankovic elenerek, turnuvadan elenen en yüksek seribaşı olmayı başardı. Sürpriz mi? Kesinlikle değil..


- Nadal, Sweeting karşısında ter atarken Soderling, Tsonga, Cilic, Murray ve Ferrer'de üçer setlik galibiyetlere imza attı.

- Nishikori'den sonra bir diğer aslan parçası Berankis'de Nalbandian karşısında resmen şov yapıyordu ki Nalbandian daha fazla dayanamayıp maçı yarıda bıraktı. Favori gençlerim çok çok iyi bir grand slam geçiriyor, 2011 onların yılı olacak..

- Yine genç ve parlak bir isim Raonic'de, Llodra'yı 3 sette devirdi, çok önemli bir galibiyet, bu maçı kazanabileceğini düşünüyordum da üç sette olması büyük sürpriz oldu.

- Avustralyalıların yeni gözdesi Tomic'de Lopez karşısında üç setlik bir galibiyet aldı. Ne oluyor yahu bütün gençler şov yapıyor.. Tenis adına harika bir Avustralya Açık geçiriyoruz..

19 Ocak 2011 Çarşamba

Maç puanı çevirmek..!



İşte demin bahsettiğim o muazzam maç puanı. Tipsarevic'in bitirememesi ayrı bir beceriksizlik ama Nando'nun puana olan odaklanışı ve bitirici vuruşu gerçekten çok çok iyi, zaten günün vuruşu olarak seçilmiş..

Kısa kısa 3. gün


- Federer, belalısı Simon karşısında bu kez 5 sette de olsa kazanmayı başardı. Bunda tabii 3. setle birlikte düşen servis performansı da etkiliydi.

- Bugün genelde favoriler birer set bıraktı, Djokovic, Berdych, Monfils, Troicki bunlar arasındaydı.

- Verdasco vs Tipsarevic maçı günün en iyi maçı oldu sanırım, İspanyol tenisçi 2 maç sayısı çevirip 0-2'den kazanmayı başardı. Yalnız çevirdiği 2. maç sayısı muazzamdı. Bulursam videosunu koyarım direk.. Ha ama eklemeden geçmiyeyim, Nando olm tam bir apaçisin ya..

- Aslan parçası Nishikori'de Mayer'i 4 sette geçmeyi başardı, epey bir insanı yanılttı. Onu izlemeye devam edin, bu sene cidden sıçrama yapacak, inanıyorum..

- Wawrinka'da özel hayatındaki çalkantılara rağmen tenise ne kadar odaklandığını her geçen gün biraz daha gösteriyor. Bir diğer şaşırtan isim de Malisse, Xmen 3. turda Federer'le karşılaşıyor, dört gözle bekliyorum..

- Venus'de maç içinde yaşadığı sorunlara rağmen yine kazanmayı başardı, bakalım nereye kadar gidebilecek.. Henin'de keza ilk turda bir sallandı ama Baltacha karşısında kendisini buldu.

- Bayanlar açısından çoğu maç temiz geçti, Masha, Vika, Sveta, Li ve Caro iki setlik galibiyetlere imza attılar. Schiavone'de ikidir sekiyor, artık elenme vakti geldi böyle kazanmaya devam ederse bir GS daha kazanacak diye korkmaya başlıcam =)

- Evet onu sona bıraktım ama bugün beni çok üzdü. Wicky'den bahsediyorum, işte en korktuğum şey bu.. Bir gün iyi bir gün kötü görmeye dayanamıyorum. Groth'u yenip, Sevastova'ya bu şekilde kaybetmek olmaz, biraz istikrar rica ediciiim..

18 Ocak 2011 Salı

Allahım Neydi Günahım


Safina'nın 2011 dramı tam gaz devam ediyor. Kimse ondan Clijsters'ı yenmesini falan beklemiyordu herhalde gerçi bu bile ne kadar kötü durumda olduğunu gösteriyor ama en azından biraz tenis oynayabilirdi dimi.

Geçen hafta Bartoli'ye kaybettiği 6-0 6-1'den sonra şimdi de double bagel. Zaten yüz ifadesi herşeyi açıklıyor.. Neyse napalım, Kayahan'dan bir şarkı armağan ediyorum sadece..

!!! Yetenek Alarmı !!!


Caroline Garcia'nın ilk tur eşleşmesini görünce heyecanlanmıştım, çünkü kariyerinde ilk kez WTA düzeyinde bir turnuvada ana tablo maçına çıkıyordu ve rakibi de gayet dişine göreydi.

93'lü genç Fransız beni yanıltmadı ve ITF güzeli Lepchenko karşısında üç setlik önemli bir galibiyet aldı. Onun için daha şimdiden ortalamanın üstünde bir servise sahip olduğu söyleniyor. Junior kariyerinde önemli başarılara imza attıktan sonra sıra artık ITF'lere ve düşük profilli WTA turnuvalarına geldi.

Sezonun geri kalanında biraz daha yakından takip etmekte fayda var..

İkinci günden kısa kısa


İnsan okulu bitirip de işe başlayana kadar okulun değerini bilemiyor hakkaten. Sabahlara kadar izlediğim Grand Slam günlerini özledim, şimdi iş yerinde o da fırsat bulursak gizli gizli live stream arıyoruz, acıyorum halime..

Bu vesileyle yeni bir etiket yaratma vakti de geldi. "Kısa Kısa" adı altında günün öne çıkan olaylarını değerlendirmeye alırız, zaten gelip bunu yazdığım vakit yeni günün başlamasına 6 saat kala oluyor haliyle uzun uzun şeyler yazıp çizmenin de anlamı kalmıyor..

- Kuralar çekildiğinde ilk turun kuşkusuz en merakla beklenen maçı Hewitt - Nalbandian'dı. Beklentileri fazlasıyla karşıladı. 5 setlik 5 saatlik bir maç oldu, Hewitt adına kaçan 2 maç puanı da işin draması.

- Cilic'e atıp tutuyorduk Young karşısında çok rahat bir galibiyet aldı. Soderling'de keza öyle. Nadal'ın rakibi 6-0 5-0'da, Murray'inki 3. sette maçtan çekildi.

- Del Potro'nun 15-13'le kazandığı ilk set tie break'i izlemeye değer. Tsonga 0-2'den dönmeyi başardı ama ilerisi için pekte olumlu bir ışık vermedi.


- Makarova'dan zamanın da pek umutlu olduğumu söylemiştim, işte böyle maçlar yüzünden kendisini takip etmeye başlamıştım. Ana'ya üzüldüm tabii de, para atışını kazanınca bile fist pump yapacak diye korkuyorum artık :) şaka bir yana benim için kim kazanırsa sevineceğim bir maçtı..

- Bayanlarda sonucuna şaşırdığım tek bir maç dahi yok, sakin bir gün oldu diyebilirim. Larsson'un kötü oyunu biraz şaşırttı. Sanırım ona gereğinden fazla güveniyorum. Greta Arn'da MJMS'e yenilerek özüne döndü.

Bizim Bir Raket Vardı ?

Date-Krumm sert bir servisçi değildir ancak topu karşılayan Radwanska'nın raketi ortadan ikiye ayrılarak ilginç bir görüntü yarattı.

 

17 Ocak 2011 Pazartesi

E.T.


Birinci Günün Ardından - Erkekler


Özgür bayanlara şöyle bir bakış atmış, bende erkekleri değerlendireyim. Maçları izleyemediğim için tamamen skorlar ve okuduklarım üstünden gittiğimi de belirteyim..

Çok büyük bir sürpriz yaşanmamış, tabii ki en şaşırtan isim Davydenko oldu, kura değerlendirmesinde ilk turda biraz zorlanabilir demiştim, bundan 4 belki 5 sette kazanır demek istemiştim ama yenilmesi de çok büyük sürpriz olmadı açıkçası, Mayer tehlikeli bir isim. Buna en çok Nishikori için sevindim, güzel bir ikinci tur eşleşmesi bizleri bekliyor.

Federer, Djokovic, Roddick, Berdych ve Verdasco üçer sette rahat kazanırken Fish ve Monfils 0-2'den dönüp kazanmayı başarmışlar. İlk tur için fazla denebilecek sayıda maç 5 sete gitmiş, ilerleyen turlarda dökülmeler yaşayabiliriz.

Bir diğer sürpriz sayılabilecek ilk tur yenilgisi de Querrey'den geldi. Ama bu da büyük bir sürpriz değil zaten Amerikalı raket çok kötü başladı sezona, ufakta bir sakatlığı var sanırım sırtından ama ondan emin değilim.

Birinci günün ardından - Kadınlar

Kadınlarda ilk gün pek hareketli geçmedi. Korta 16 seribaşı çıkarken bunlardan 2tanesi elendi.

28 Numaralı seri başı Hantuchova , final setinde 9-7 ile Kulikova'ya yenilerek turnuvaya veda ederken diğer elenen isimde Rezai oldu. 17 numaralı Fransız seri başı, genelde ITF'lerde iyi işler cıkaran , zaman zamanda WTA turnuvalarında çıkışlar gösteren Çek Zahlavova'ya 3sette yenildi.

Resmin hikayesinede gelirsek... Wickmayer ev sahibi raketlerden Groth ile karşılaştı. Groth geçen hafta Hobart'ta set vermeden şampiyon olmayı başarmıştı. Son yıllarda kendi oyuncularından başarı gormeye hasret kalan Avustralya seyirciside doğal olarak Groth'tan en azından birkaç tur beklemekteydi. Wicky karşısında geriye düşmesine rağmen maçı 3.sete taşımayı başardı ama son gülen Wickmayer oldu.