29 Mayıs 2011 Pazar

Sürpriz Yok, Beklenti Var


Turnuvanın ilk haftası geride kalırken, her şeyin genel olarak beklentiler dahilinde geliştiği söylenebilir. Favori raketler, adım adım birbirleriyle eşleşecekleri turlara doğru ilerlerken, biz de onların maçlardaki performanslarından, turnuvanın sonucu hakkında az buçuk çıkarımlar yapmaya çalışıyoruz. He bir de namağlup olma serüveni vardı, o da aynen kaldığı yerden devam ediyor, sorun yok.

Erkekler tenisinde makasın çok açık olmadığı, ilk 50 tenisçi arasındaki maçlarda herkesin herkesi yenebileceği söylenir. Aslında ben de böyle olduğunu düşünürüm ancak, son zamanlarda garip bir durum ortaya çıktı. Bu duruma, top class tenisçilerin çok yüksek performansla oynamaları mı, yoksa ilk 50'deki diğer tenisçilerin bir türlü istenilen performanslarını yakalayamamaları mı yol açıyor bilmiyorum ama, bir tekelleşme olduğu kesin. Berdych, Davydenko, Cilic, Youzhny gibi, kendilerinden beklentilerin yüksek olduğu, top class raketleri rahatlıkla yenebileceklerine inanılan raketler, turnuvalardan erken eleniyorlar. Bu da, turnuvalardaki sürpriz faktörünü öldürüyor. Oysa ki her turnuvanın kendi yarattığı yıldızlar olur, bu yıldızlar, birkaç sürpriz sonuca imza atar ve olaya renk katarlar.

Djokovic, Nadal, Murray, Federer, Soderling gibi isimler, şu ana kadar Nadal'ın Isner'e karşı verdiği iki seti saymazsak, çok rahat bir şekilde yollarına devam ediyorlar. İşin kötüsü, birbirleriyle eşleşene kadar da böyle devam edecek gibi görünüyor. Eşleşmeler kağıt üzerinde çekişmeli olacak gibi görünse de, maç içerisinde kalite farkı ortaya çıkıyor ve müsabaka, beklentileri karşılamıyor. Mesela turnuvanın başından beri beklenen Djokovic - Del Potro maçı bile, başlarda acaba dedirttiyse de, sonrasında yine normale döndü ve Djokovic'in domine ettiği bir maç haline geldi. Del Potro da elendikten sonra, yukarıya bir selam çakacak, onları tedirgin edecek bir raket pek kalmadı gibi görünüyor. Wawrinka'nın Federer karşısındaki basiretsizliği, Djokovic'in engel tanımazlığı, Ljubicic'in iyi bir performans göstermesine rağmen Nadal'ın sabırlı defansında eriyip gideceği şimdiden belli sanki. Oysa şuraları karıştırabilecek bir genç yetenek, bizim böyle kesin yorumlar yapmamızı engelleyebilirdi. Aralardan sıyrılıp dördüncü tura kadar gelen diğer isimler de birbirleriyle eşleşmişler. Onlar da önce birbirlerini yiyecek, sonra da sağ kalanlar diğerlerine yem olacak muhtemelen.

Favoriler arasındaki çekişmeye gelince, Nadal'ın bazı yerlerde biraz tökezleyerek gelmesi ve Djokovic'in tıkır tıkır işlemesi nedeniyle, ibre şu anda Djokovic'ten yana dönmüş durumda. Soderling RG mevsiminde her zamanki gibi devam ediyor şimdilik. Eskiden olsa Nadal'ı yenerse finalde Federer'e yenilir, Federer'i yenerse finalde Nadal'a yenilir der geçerdim ama, şimdi Djokovic'i bu denklemin neresine atmak gerekiyor bilemiyorum. Madrid'deki performansı nedeniyle gözüm bir yandan da Murray'ın üzerinde. Bir de ekselansları var tabii, ne de olsa Federer Federer'dir. İleriki turlarda bu isimlerin birbirleriyle yapacağı mücadeleler, turnuvayı çok daha renkli hale getirecektir, en azından beklenti o yönde. Yoksa ne anladık daha en başından finali belli, hatta kazananı bile belli Grand Slam'dan biz?

0 yorum: