19 Haziran 2011 Pazar

Wimbledon'a Hazırlık Değil, Çin İşkencesi

Öyle bir turnuva düşünün ki; içinde yağmur olsun, rüzgar olsun, sakatlık olsun, erteleme olsun, aynı gün hem yarı final, hem final maçı oynamak olsun, ama bir tek tenis olmasın. Bu turnuvaya da Wimbledon'a hazırlık turnuvası densin, biz de yiyelim.

İngiltere'de oynanan Eastbourne turnuvasından bahsediyorum. Puanlama olarak pek bir önemi olmasa da, oyuncuların çim korta adapte olabilmesi açısından önem atfedilebilecek bir turnuva ancak, Wimbledon'a hazırlanmak için gelin tenisçilerin hazırlanması bir yana dursun, sağlam bir şekilde haftayı kapatabilirlerse kendilerini kupayı kazanmış saydıkları bir turnuva halini aldı Eastbourne. Turnuvada uzun süreli oynayacak olmanın kendilerine vereceği zararı erkenden hesap eden bazı uyanıklar (Tsonga gibi), erken turlarda kendilerini fazla kasmayarak elenmeyi tercih ederlerken, ne de olsa bir turnuva kazanmış olacağız mantalitesinde hareket eden ve puanların çekiciliğine kapılan tenisçiler ise bu işten zarar ederek çıkıyorlar. Cuma gününü yağmur nedeniyle boş geçtikten sonra, cumartesi gününün sabahı yarı final maçlarını, akşamı da final maçını oynayan Seppi ve Tipsarevic'e, Wimbledon'da bu turnuvadan nasıl bir miras kalacak merak ediyorum doğrusu. Tenisçiler bir daha bu turnuvaya katılırlarken iki kere düşünürler, evlerinin arka bahçelerinde duvar tenisi oynayarak hazırlık yapmak daha mantıklı duruyor gibi. He bu arada turnuvadan bu kadar bahsetmişken, Andreas Seppi'nin kazandığını da not düşelim bari.

Haftanın bir diğer turnuvası ise Hertogenbosch'taydı. Orada da yağmur bazı engeller çıkardı ama, en azından orada rüzgar gibi (bana kalırsa tenise yağmurdan daha çok zarar veriyor) bir etken olmadığı için, daha sağlıklı koşullarda bir turnuva oynanabildi. Gerçi burada da bazı tenisçiler günde iki maç yapmak zorunda kaldılar ve bu da formlarını etkiledi ama, en azından İngiltere'dekine benzer şekilde sarkmalar olmadı. Düşük profilli turnuvada Tursunov, finalde Ivan Dodig'i yenerek kupayı kazandı. Wimbledon öncesinde sağlam bir duruş sergiledi Rus oyuncu.

Wimbledon öncesi geride kalan iki haftada oynanan turnuvalarda (London, Halle, Eastbourne, Hertogenbosch) göze çarpan diğer ayrıntılara da kısaca değinelim:

- James Ward: En son Marsel İlhan'la oynadığı Davis Cup mücadelesinde izlemiştim. Tipik bir yeni nesil tenisçi (uzun boy, iyi servis, güçlü forehand) örneği. O zamanlar elinin ayarı pek yoktu ama, şimdilerde daha bir oturaklı oynamaya başlamış. Gözler üzerinde. Wimbledon'un Bernard Tomic'i.

- Andy Murray: London turnuvasını kazandı. Gerçekten formda giriyor turnuvaya. Kaderinde Tim Henman olmak mı var, yoksa bu seyirciye tarihi bir şampiyonluk yaşatmak mı var, göreceğiz.

- Andy Roddick: Çimde bile bu şekilde defansif oynamaya devam ederse, şu anda bulunduğu noktadan daha ilerisini görmesi imkansız. Daha iyisini yapabilecekken ve hatta yapmışken, neden hala bu oyun tarzında ısrar ettiğini anlayabilen beri gelsin.


- Philipp Kohlschreiber: O da bir turnuva kazandı. Ancak Almanların bu başarıları genelde Halle'ye özgü oluyor. Bu performansı Wimbledon'a ne kadar yansıtabilir bilinmez.


- Jo-Wilfried Tsonga: London'da Nadal'ı yendi. Oyunu ciddiye aldığı zaman, ne denli tehlikeli olabileceğini göstermesi açısından iyi bir tecrübe oldu bu galibiyet onun adına.

- Tomas Berdych: Sezon başındaki kadar kötü olmasa da, geçen sezonki performansından oldukça  uzak. Yazmaya gerek yoktu ama geçen seneki finalin hatırına yazmadan geçmeyeyim dedim.

Bu dört turnuva ne kadar iyi bir gösterge olur bilmiyorum. Fakat Wimbledon öncesi kale alınabilecek tek doneler de bu turnuvalardan çıktığı için, biz de bunları dikkate almak zorundayız. Ancak bir dahaki sezonda mutlaka bu yıl olanların tekrarlanmaması için önlemler alınmalı. Çim bir tek İngiltere'de mi var kardeşim.

4 yorum:

Berke B. dedi ki...

Grand Slam öncesi turnuvalar genelde sakat oluyor zaten, ama tabii Wimby'e hazırlık için altı üstü 2 hafta zamanları olduğu için biraz da mecburiyetten özellikle ikinci hafta turnuvalarına katılıyorlar.

Yoksa bir çok isim, ilk haftaki turnuvaya katılıp, ikinci hafta Wimbledon kortlarında antrenman yapmayı tercih ediyor..

Yağmur, rüzgar falan da artık turnuvaların bir parçası oldu, wimby'de de çok farklı bir ortam olmayacaktır..

Adsız dedi ki...

andy murray tim henman ın tırnağı olabilirse şükretsin :P

MELİH dedi ki...

Evet ama bu turnuvada yağmur, rüzgar tenisin bir parçası değil, tenis onların bir parçası oldu sorun orda :)

Ayrıca Andy Murray Wimbledon'da Tim Henman yolundan gidiyor şu anda, yarı finalleri dizmeye başladı o da özgeçmişine.

Adsız dedi ki...

tenisçi,sporcu olmak sadece yarıfinalden,finalden ibaret değildir bunu herkes atlıyor.tim henman yarıfinalleri dizmiş olabilir ama bana göre gerek oyunu,oyun tarzı,gerek spora yakışan karakteri murray i 5 e değil 100 e katlamaya yeter de artar.bu yüzdendir ki wimbydeki o tepenin adı henman hill olarak kalacaktır,murray değil.murray isterse kırk gs alsın ne tenisi bana zevk veriyor ne de ..neyse daha fazla açmayayım,,tim henman candır murrayle kıyaslanması bile beni üzer