19 Temmuz 2011 Salı

Marsel Hamburg'da turladı


Bu hafta ATP Hamburg'da mücadele eden temsilcimiz, eleme turunda kazandığı iki maçın ardından ana tabloya yükselmiş ve ilk turda ev sahibi Petzschner'le eşleşmişti.

İşte bugün oynanan ilk tur maçını 2 saat 17 dakikalık bir maç sonunda Marsel kazanmayı başardı. İlk setinde oldukça rahat bir oyun ortaya koyup 6-2'yle kazanan Marsel, ikinci sette 4-5 geriye düşüp, 10. oyunda servisini ilk kez kırdırdı ve maça denge geldi.

Final setine hızlı başlayıp 2-0 öne geçen Alman raket, avantajını koruyamadı ve iki kez servisini kırdırıp 4-3 geriye düştü. Bir sonraki oyunda servisini kaybeden Marsel, maçı tie break'e kadar götürüp maçı ikinci maç puanında bitirmeyi bildi.

Tabii geçen haftaki sonuçtan sonra Amerika Açık ana tablo şansı kaçtı ama olsun, her turnuva önemli hele ki bu tarz orta dereceli ama prestijli turnuvalar. İkinci turda rakip, ilk turu bye geçen Florian Mayer. Mayer, benim beğendiğim oyuncularda biri, evinde yenileceğini pek sanmıyorum açıkçası. Zaten bu turnuva da iyi sonuçlar alan bir raket. Ayrıca 2009 yılında iki kez karşılaşan ikiliden kazanan ikisinde de Mayer olmuştu.

1 yorum:

Yaz Helvası dedi ki...

Bugün maçtaydım ve olan bitenler gerçekten nefes kesiciydi. Maçın başlama saati sabah 11 olduğu için başlangıçta Almanlar kortu doldurmamıştı ve Petzschner de tam motive olamadı. Marsel henüz ilk servis oyununda yanlış hatırlamıyorsam 4 kez servis kırma puanı çevirdi. Dördüncü seferde Petzschner gerçekten laubali bir slice denedi ve nasılsa bu maçı alırım havasında olduğunu gösterdi. Marsel'in bu oyun üstüne Petzschner'in servisini kırmasıyla içimden bir "oh olsun" çektim açıkçası. İlk seti ikinci servis kırmayla rahat bir şekilde kazandı.

Bu arada kort da iyiden iyiye dolmaya başladı. Maçın "kırılma" anlarından ilki, Petzschner'in bir basit hata sonrası raketini kırmasıydı. O andan sonra hem Petzschner kendini toparladı hem de seyirci oyunun içine girmeye başladı. Yine de Marsel son servis oyununa kadar iyi direndi, ama son oyunda 30-15'i bulmuşken üst üste basit hatalarla ucuz bir şekilde seti verdi. O moral bozukluğuyla son setteki ilk servis oyununu da kolay kaybetti. İşte maçın ikinci kırılma anı da buradaydı. Açıkçası seyirci desteğini arkasına almış ve basit hataları minimuma indirmiş Petzschner'in maçı alacağını düşünmeye başlamıştım; ama Marsel çok iyi geri geldi ve servis kırmaya hemen sonraki oyunda cevap verdi.

Tie-break'te son sayı da oldukça ilginçti. Petzschner ilk serviste oldukça sert vurdu ve Marsel topu karşılayamadı. Çizgi hakemlerinden ses çıkmamıştı; ama hakem onca seyirci arasında büyük bir cesaret örneği gösterip aşağı indi ve topun dışarıda olduğunu söyledi.

Bu moral bozukluğuyla Petzschner ikinci servisi fileye taktı. Hakemi yuhalayan yüzlerce Alman seyirci arasında "Helal be" diye bağırarak ayağa fırlayıp Marsel'e doğru koşmamın ancak şu saat itibariyle çılgınca bir hareket olduğunun farkına varabiliyorum. Ama o anda Marsel'in bu sevinci en azından bir kişiyle paylaştığı için mutlu olduğunu düşünüyorum. Bu da benim için gerçekten unutulmaz bir anı oldu, Marsel'e bir kez de buradan teşekkür edeyim.

Yarın Marsel'in işi gerçekten zor, zira Almanların bir numarasıyla oynayacak ve ciddi bir seyirci dezavantajı var, bir de dikkat çektiği için Mayer yarın ona karşı daha dikkatli oynayacaktır. Yarın kazandığı takdirde, Roland Garros'da Haas'ın ardından burada Petzschner ile Mayer'i geçip "German killer" lakabını alması da muhtemel. Bu aynı zamanda ATP sıralaması için 25 puan daha alması ve ilk 100 için ciddi bir fırsat yakalaması anlamına gelecek. Marsel'in şu ana kadar 2. tura kalarak 30 puanı cebine koyduğunu da not düşelim.