31 Aralık 2010 Cuma

Herkese Mutlu Yıllar


"PassingShot Blog adına herkese mutlu, sağlıklı ve huzur dolu bir 2011 diliyorum"

Şimdi gelelim 2011 tenis sezonundan benim beklentilerime. Öncelikle sakatlıkların az yaşandığı, bol çekişmeli bir sezon olmasını temenni ediyorum.

Efendim, erkeklerde Nadal'ın en az 2 Grand Slam kazandığı, bütün Masters'ları silip süpürdüğü, sıralama anlamında herkese tepeden baktığı bir yıl olsun istiyorum. Federer'de arada bir iki bişiy kazansın ona bir diyeceğim yok. Del Potro'nun da bomba gibi bir dönüş yapmasının yanı sıra yakından takip ettiğim genç isimlerin de artık kalıcı bir yer edinmelerini istiyorum. 

Bunlardan çok daha önemlisi pek tabii ki sevgili Marsel'imizin sakatlıklardan uzak, istikrarlı bir sezon geçirmesini tüm içtenliğimle diliyorum. Umarım düşük seviyeli bir turnuvada en az yarı final, Masters'larda çeyrek final ve Grand Slam'lerde dördüncü tura kadar yükseldiği bir sene olsun istiyorum. Sezonu da 70 içinde bitirirse güzel olur :)

Bayanlarda ise hangisinin daha çok kazanmasını istediğime karar veremediğim için Masha ve Caro'nun birer Grand Slam'i paylaşmasını diliyorum. Ivanovic'in "fist pump"sız bir şekilde tekrar top 10'e dönmesini ayrıca yine yakından takip ettiğim gençlerin mental sorunlarını aşıp en azından sezonun bir yarısında istikrar yakalamalarını istiyorum.

Başta İpek olmak üzere Çağla, Pemra ve geriden gelen tüm türk tenisçilerimize de başarı dolu bir yıl diliyorum.

Ah be Wicky


Bu hatunların garip fotoğraf çekimlerine hakkaten anlam veremiyorum. He burda hata tabii ki çekimi yapan arkadaşta ama oyuncular da bu ne be olmamış deseler herhalde yayınlamazlar dimi? Değil galiba neyse..

Şimdi bakıyorum bu fotoğrafa, seksi desen seksi değil, dişilik ön plana çıkarılmış ama bir yandan da 32 diş gülümsemeyle görüntünün alt ve üst kısmında büyük bir tezat oluşmuş. Wicky zaten öyle çok güzel bir hatun değil, böyle doğal bir havası var, hadi illa gülümseteceksen de daha bir tebessüm şeklinde olsaydı bari.

Rubin'in evi yandı


Amerikalı eski tenisçi Chanda Rubin'in Louisiana'da oturduğu evinde geçen gece çıkan yangın sonucunda büyük hasar meydana gelmiş. Yangının bir yıldırım çarpması sonucu başladığı düşünülüyormuş. Evin çatı katı ve ikinci katları kullanılmaz hale gelirken, olay esnasında evde olan Rubin kazasız belasız dışarı çıkabilmiş.

Rubin'in iyi tenis oynadığı zamanlara pek denk gelmedim ben ama kendisi tenis tarihinin en efsane geri dönüşlerinden birine imza atmıştır. 1995 Fransa Açık 3. tur maçında Jana Novotna'ya karşı kazandığı 7-6(8) 4-6 8-6'lık maçın son setinde 0-5 0-40 geriden dönüp 9 maç sayısı çevirerek maçı kazanmıştır.

Gerçekten efsanevi bir geri dönüş. İşin enteresan yanı bu Novotna'nın ilk vukuatı da değil. 1993 Wimbledon finalinde Graf'a karşı üçüncü sette 5-1 öne geçip şampiyonluğu kaptırmıştı. Belki bu 95'teki kadar büyük bir çöküş değil ama önemi açısından kat be kat daha kötü..

30 Aralık 2010 Perşembe

Bayan Başkan Yardımcısı



Rusya Tenis Federasyonu Başkanı Shamil Tarpischev, Elena'nın tenise bırakması üzerine bahsettiği başkan yardımcılığı görevini resmiyete dökmüş ve Elena'da görevi kabul etmiş.

Artık Rusya Tenis Federasyonu Başkan Yardımcısı olarak anacağımız Elena'nın göreviyle ilgili henüz pek bir detay yok, ama sanırım öyle sözde kalacak bir ünvan olmayacak..

29 Aralık 2010 Çarşamba

PassingShot Blog yeni sezona hazır..!


Eveeeeeet yeni sezona merhaba deme vakti geldi çattı. Abu Dhabi'deki özel turnuvayla 2011 sezonu gayriresmi olarak başlıyor.

Ocak 1 itibariyle de Hopman Cup ve sezonun ilk resmi turnuvaları eleme turlarıyla start alacak.

Eskiden bu sezon arası geçmek bilmezdi, yeni sezona gün sayardık, bu sene ise sezon arasından faydalanıp blogda değişiklikler yapalım diyince zaman ucu ucuna yetti..

Son bir iki gündür farkettiğiniz üzere blogun çehresini değiştirdik. Yeni temamızla birlikte ortaya çıkan bir kaç sorunu hallettikten sonra artık blogumuzda yeni sezona hazır.

Yeni tasarım benim baya içime sindi, tabii söz sizlerin, yan taraftaki anketten oy kullanırsanız en azından sizlerin düşüncelerini de görmüş oluruz.

Bir diğer yeniliği de domain'imizi alarak yaptık. Artık blogspot uzantılı adresden olduğu gibi www.passingshotblog.com'dan da erişim sağlayabilirsiniz.

Ayrıca yeni sezonda PassingShot'ı facebook ve twitter'dan da takip edebileceksiniz. Bunun için gerekli linkleri de bugün/yarın bloga eklicez.

25 Aralık 2010 Cumartesi

Nole & Ristic Dubai'de


Djokovic'le sevgilisi Jelena Ristic, Dubai'de denizin ve havuzun keyfini çıkarmış. Bu ikili de bayadır birlikte, güzel bir çift valla, takdir ediyorum :) 

Ayrıca Nole 2011 hazırlıklarına Dubai'de devam edecekmiş. Sanırım Hopman Cup'a kadar burada kalacak.

24 Aralık 2010 Cuma

THY reklam çekimi

Wozniacki'nin TED Kulübü kortlarında gerçekleşen reklam çekiminden bir kare..

Merry Xmas !



Video 2 sene öncesinden ama napalım yenisini yapmamışlar. En eğlenceli isim tabii ki Nole olmuş. Murray hakkaten kütük gibi bir herif ya, insan azıcık çaba gösterir. Querrey de içindeki şaklabanı ortaya çıkarmış. Vera'nın da yanakları çok sıkılası duruyor =)

The Match for Africa #2

Bana göre oldukça sıkıcı ve sonucu organizasyonu açıkladıkları gün belli olan gösteri maçlarını Zürih'te Federer, Madrid'de Nadal kazandı.

Bu tip ciddi oynuyorlarmış gibi yapılan gösteri maçları bana hiç zevk vermiyor. Biraz daha geyik oynasalar daha eğlenceli olurmuş.

21 Aralık 2010 Salı

Caro İstanbul'da

Sevgili Caro'muzun reklam çekimleri için geldiği Ted Kulübünde çekim öncesi basın toplantısı düzenlenmiş. Dört yıl önce ilk turnuvasını burada kazandığını hatırlatmış.

Nasıl unutabiliriz ki.. Dört yıl önce röportaj yapalım mı dediğimizde gözleri parlayarak kabul eden Caro'nun eminim şimdi yanına kimse yaklaştırılmamıştır =)

18 Aralık 2010 Cumartesi

Roger'ın kendini kaybedişi vol. 3



Roger'ın reklam çekimleriyle ilgili kesinlikle bir sorunu var, yine gülme krizine girdiği anlardan oluşan bir video'yla karşımızda. Gerçi ne konuştuklarını anlamıyorum ama zaten pekte anlayacak bir şey yok gibi gözüküyor. Öteki eleman da İsviçre'nin ünlü müzik yapımcılarından Dj Bobo'ymuş..

Hazır Roger'ın gülme krizlerinden bahsetmişken, geçtiğimiz aylarda paylaştığım Nadal'la önümüzdeki hafta yapacağı gösteri maçının tanıtımını da tekrar hatırlayalım. Ben zaten canım sıkıldıkça izliyorum bu video'yu, Rafa'nın aksanlı ingilizcesine gülmemek elde değil =)




Ve bu da Roger'ın İspanyolca karşısında kendini kaybedişinin videosu..

THY'nin yeni yüzü Caro

Türk Hava Yolları son zamanlarda yaptığı büyük reklam çalışmalarına bir yenisini daha ekledi. Barcelona, Manchester United, Euroleague ve Kobe Bryant'dan sonra Caroline Wozniacki'yle de 3 yıllık bir reklam anlaşması yaptı.

THY'nin Business Class yüzü olarak seçilen Caro, reklam filmleri ve halkla ilişkiler etkinliklerinde yer alacak. İlk çekim için önümüzdeki pazartesi Türkiye'ye geliyor Caro, biz onu Kasım ayında bekliyorduk ama olsun..

14 Aralık 2010 Salı

Ana, Van Grichen'le anlaştı


Bir kaç hafta önce Heinz Gunthardt ile yollarını ayıran Ana Ivanovic, 2011 sezonu için Portekizli Antonio Van Grichen'la anlaştı.

Van Grichen bundan önce uzun yıllar Azarenka'yla çalışmış ve onu junior kariyerinden alıp top 10'e girmesinde büyük pay sahibi olmuştu.

11 Aralık 2010 Cumartesi

Serena gözünü Esther'in tahtına çevirdi


En son Avustralya Açık'tan çekildiğini açıklayan ve bahar aylarına kadar kortlardan uzak kalacağı konuşulan Serena Williams, Esther Vergeer'in yenilmezlik rekoruna göz koymuş gibi görünüyor.

Şaka bir yana Serena'da nasıl bir ayak var anlamış değilim, altı üstü bir kesik dedik aylardır ayağa kalkamadı.

Navratilova yarıda bıraktı



Geçtiğimiz hafta başında bir yardım organizasyonu çerçevesinde 27 kişilik bir ekiple Kilimanjaro Dağı'na tırmanışa geçen bayan tenisinin efsanelerinden Martina Navratilova, tırmanışın 4. gününde akciğerinde oluşan ödem nedeniyle Nairobi'de hastaneye kaldırıldı.

Yüksek rakım nedeniyle ortaya çıktığı anlaşılan ödemin çok önemli olmadığı, Martina'nın da hızla iyileşmekte olduğu söylenmiş.

Benim içime doğmuştu böyle bir şey olacağı, tırmanış başlamadan yazıcaktım amaaan bu yarıda kalır nasolsa diye sonraya bırakmıştım, 4 günde haklı çıkmanın gereksiz mutluluğunu yaşıyorum şu anda :p

10 Aralık 2010 Cuma

Sampras'ın başarılarını çaldılar...


Tenis tarihinin en önemli isimlerinden biri olan , 14 grand slam şampiyonu Pete Sampras'ın ödüllerinin bir çoğu çalındı. Los Angeles'ta bir depoda kutular halinde bir süredir saklanan, kupalar - ödüller - madalyalar - plaketlerin büyük ölçüde tamamı bir kaç hafta önce çalındı. Çalınanların listesine kısaca bir göz atarsak;

- 1 Grand Slam Kupası (Avustralya Açık - Kariyerinin ilk AO Grand Slam Kupası)
- 64 Atp Tur Turnuvası Kupası'nın bir çoğu (11 Masters Kupası , 5 Sezon Sonu ATP Tur Kupaları dahil...)
- 6 tane sezon sonunu 1.tamamlayan oyuncu ödülü
- 1 Olimpiyat yüzüğü
- 2 Davis Kupası

Neredeyse tüm kariyerinin adeta çalındığını söyleyen Amerikalı eski oyuncu , büyük üzüntü yaşadığını , bu konuyu halkla paylaşmanında kupaların bulunması adına belki yardımcı olabilceğini düşündüğünü söyledi.

9 Aralık 2010 Perşembe

Asya? Güney Afrika ?!?



Hantuchova'ya kendini ne kadar iyi tanıyor şeklinde özel hayatıyla ilgili sorular soruluyor..

Videonun 50. saniyesinde internette en çok hangi 3 ülkede popülersiniz diye sorulan soruya bir ton yanlış cevap verdikten sonra. Röportajı yapan arkadaş Avrupa'da değil diye yönlendiriyor ardından Hantuc bombayı patlatıyor, önce Asya mı der gibi bakıyor onay aldıktan sonra Güney Afrika(!) diyor..

Yani o görüntüyü izleyince ya Asya'yı bir ülke sandığı ya da Güney Afrika'yı Asya'da sandığı anlaşılıyor ki her iki halde de facia bir cevap =)

Sonlara doğru da kız kardeşiyle ilgili bir soruya kız kardeşim yok ki diye cevap vermesi baya komik olmuş. Sanırım adam wikipedia'ya güvenmiş ama arka plan sesi o kadar yüksek ki anlayamadım tam olarak ne dediğini. Hantuc'un sonrasında bir "no waaay" deyişi var ki ölürüm ben ona =)

Edit: Sorular, internette yer alan bilgiler baz alınarak hazırlanmış, kız kardeş sorusundaki saçmalıkta o yüzden olmuş haliyle.. Ama bu hala Asya-Güney Afrika ikilemini çözmüyor :)

5 Aralık 2010 Pazar

Üzülme yauu



Llodra'yı böyle görünce üzülmemek elde değil =(

Mutlu Son Sırpların




İlk iki gün sonunda 2-1 geriye düşen Sırp takımı önce Djokovic'le ardından Troicki'yle üç setlik galibiyetlere imza atarak Davis Cup 2010'da şampiyonluğa ulaşan taraf oldular.

Dördüncü maçı Djokovic'in rahat kazanacağı barizdi ama son maçtan finale yakışır bir mücadele çıkmadı. Önceki gün beşinci maç olarak Tipsarevic - Simon maçı belirlenmişken kaptanlar değişikliğe gitti ve Troicki'yle Llodra karşılaştı. Sırp'ların Troicki tercihi anlaşılabilir de Fransız'ların ki biraz tartışılır..

Tarihinde ilk kez Davis Cup şampiyonluğuna ulaşan Sırbistan'da oyuncular söz verdikleri gibi saçlarını hemencecik sıfıra vurdular. Saçlar gidince de eciş bücüş tiplere dönmüşler, Tipsarevic'in içi gitmiştir kesin kazıtırken..

Dev maç Fransızların


Davis Cup Finalinin üçüncü ayağı olan çiftler maçı Belgrad Arena'da tam bir tenis ziyafetine dönüştü. Ancak dört saati aşan maçı Fransızların kazanması Sırp izleyenleri fazlasıyla üzdü.

Clement/Llodra ikilisi iki set geriden gelip 3-6 6-7(3) 6-4 7-5 6-4'lük beş sonunda müthiş bir zafere imza attılar.

Fransızların ağır bastığını söylemiştim ama bu kadar çekişmeli olmasını beklemiyordum. Final işte şimdi gerçek bir finale dönüştü. Yarın dördüncü maçta Djokovic kazanacaktır ama dananın kuyruğu son maçta kopacak..

4 Aralık 2010 Cumartesi

Davis Cup Final: İlk gün 1-1



Davis Cup'ta final heyecanı başlarken ilk günün sonunda 1-1'lik eşitlik oluştu.

İlk maçta Tipsarevic karşısında 6-1 7-6(4)6-0'lık bir galibiyet alan Monfils Fransa'yı 1-0 öne geçirdi.

İkinci maçta ise Djokovic, Gilles Simon'u 6-3 6-1 7-5 ile mağlup edip finalde dengeyi sağladı.

Bugün oynanacak çiftler maçı büyük ölçüde şampiyonu belirleyecektir. Clement/Llodra ikilisi Zimonjic/Troicki'ye oranla daha ağır basıyor diyebilirim. Fransa bu maçı kazanırsa beşinci maç olan Tipsarevic - Simon maçı tam bir final olur. Tabii Djokovic'in yenilmeyeceğini düşünüyorum..

2 Aralık 2010 Perşembe

Yılın en iyileri

Kadınlarda yılın en başarılı isimleri ödüllerini aldı...

Yılın en başarılı kadın tenisçisi Kim Clijsters oldu. Us Open başta olmak üzere bu yıl 5 turnuva kazanan (sonuncusu WTA Sezon Sonu Şampiyonası) Belçikalı başarılı oyuncu kariyerinde 2.kez bu ödüle layık görüldü. Ayrıca "Player Service" adı verilen , diğer raketlerle olan üst düzey iletişimi ve desteği simgeleyen ödülünde sahibi oldu.

Dulko - Pennetta ikilisi yılın çiftler dalındaki ödülünü aldı. Sezonu 1.sırada bitiren çift , bu yıl 7 şampiyonluk kazanırken , sezon sonu şampiyosınında kazanan çiftiydi.

Yılın yükseliş gösteren oyuncusu "Newcomer" ödülü Petra Kvitova'nın oldu. Daha önce hiçbir çim maçı kazanamamış oyuncu , Wimbledon'da gördüğü yarı final ile birlikte baya gündemde kalmıştı. Genç oyuncu , ilk 30 içinede girmeyi başardı.

Bu yıl tenise vedan eden Dementieva , "the Karen Krantzcke Sportsmanship" ödülü ile onurlandırıldı.

The Humanitarian ödülü de Maria Sharapova'nın oldu , yıl içinde hayır ziyaretlerinde bir çok kez bulunan Rus oyuncu , Chernobyl'de de bulunmuştu.

"Comeback" , geri dönüş ödülünün sahibide Justine Henin oldu. Yıldız raket , ilk turnuvasında final görmüş, AO'da finale çıkmayı başarmış , Hertogenbosch ve Stuttgart'ı kazanmıştı.

29 Kasım 2010 Pazartesi

Savaşçı Prenses Jelena



Jelena Jankovic, ülkesinde çıkan Gloria dergisine kapak olmuş.

Ama benim dikkatimi çeken dergi kapağının sağ üst köşesinde yazan "Tardu Flordun" yazısı oldu.

Tardu Flordun'un arka planında Sırp-Bosna savaşını konu alan bir filmde oynayacağını duymuştum, belki onunla alakalı bir yazıdır..

Beşinci kez Federer



Roger Federer, Rafael Nadal'ı 6-3 3-6 6-1'lik üç set sonucunda devirip ATP World Tour Finals'daki beşinci şampiyonluğuna ulaştı.

Maçın tenis kalitesi olarak pek tat verdiğini söyleyemicem, 4-5 ralli dışında ooo dedirten bir pozisyon olmadı. Zaten Nadal'ın Murray'e karşı oynadığı müthiş yarı final maçından sonra hiç zevk vermedi desek yeridir.

Oyun tamamen Federer'in inisiyatifindeydi, tek kelimeyle mükemmel bir servis performansı sergiledi. Maç boyu kendi servisinde yalnızca 13 puan kaybetti. E ikinci seti nasıl verdi derseniz, ikinci sette kendi servisinde kaybettiği 5 puanın 4'ünü aynı oyunda yaptı, bu oyunda bir tek ilk servisini bile oyuna sokamadı..

Maç puanı da bir hayli enteresan oldu. Federer'in forehand winner'ı çizgiye düştü, izleyicilerden pek ses çıkmadı, baktı Nadal itiraz etmeden el sıkışmaya geliyor, o zaman gecikmeli bir sevinç gösterisinde bulundu.

Böylece dramasız, biraz da sönük geçen finali Federer kazandı ve bu turnuvadaki şampiyonluk sayısını beşe çıkarttı.

Çiftler ise şampiyon Bhupathi/Mirnyi çiftini 7-6(6) 6-4 ile deviren Nestor/Zimonjic ikilisi oldu.

28 Kasım 2010 Pazar

Rüya Final



Yarı finallerden beklediğimiz, istediğimiz sonuç çıktı ve Nadal'la Federer finale yükseldi.

Federer, Djokovic karşısında iki sette rahat kazandı. Nadal'ın Murray'i üç sette devirdiği ilk yarı final maçı ise sezonun en iyilerinden biriydi.

Nadal ilk seti tie break'te aldıktan sonra ikinci sette 3-2 öne geçti, sonrasında bir anda oyundan koptu ve üstüste oyunları vererek seti kaptırdı.

Final setinde servis kırıp 5-3'ü yakaladı ancak Murray seti çevirmeyi başarıp tie break'e taşıdı.

Tie Break'te ise roller değişmişti, 4-1 öne geçen taraf Murray'di, ancak bu kez geri dönen Nadal oldu ve maçı da yanlış hatırlamıyorsam üçüncü maç puanında tamamladı.

En son mayıs ayında karşı karşıya gelen ikiliden Madrid Masters finalinde gülen taraf iki sette Nadal olmuştu. Artık eskisi kadar çok göremiyoruz rüya finalleri, o yüzden yarın keyfini çıkarın..

27 Kasım 2010 Cumartesi

Yapma bunu Caro



Sevgili Caro'muz Polonya Paralimpik takımının spor elçisi olmuş. Ama yapma dediğim kısım bu değil tabii ki..

Görünüşe göre Caro, yararı Polonya ve Danimarka Paralimpik takımlarına bağışlanmak üzere "Oxigent" adında bir single çıkaracakmış. Şarkının konusu da "aşka oksijen gibi ihtiyaç duymak" gibi bir şeymiş.

Caro'yu ne kadar çok sevsem de sesine pek tahammül edemediğim için şarkıyı da dört gözle beklediğimi söyleyemicem..

Round Robin Day #6



Rafael Nadal def. Tomas Berdych 7-6(3) 6-1
Novak Djokovic def. Andy Roddick 6-2 6-3

*Nadal ve Djokovic yarı finale yükselirken, yarı final eşleşmeleri de şu şekilde oldu;

Roger Federer vs Novak Djokovic
Andy Murray vs Rafael Nadal

Sürprizsiz bir round robin turu geçirdik, umarım Fed - Rafa finali görürüz diyorum.

26 Kasım 2010 Cuma

Kapak güzeli Masha






Masha, InStyle dergisinin Rus versiyonuna kapak olmuş. Çokta güzel bir çekim, ikinci fotoğrafta harika gözüküyor..

Round Robin Day #5



Group B
Roger Federer def. Robin Soderling 7-6(5) 6-3
Andy Murray def. David Ferrer 6-2 6-2

*Federer ve Murray yarı finale yükselen isimler oldu.

25 Kasım 2010 Perşembe

Round Robin Day #4



Group A
Tomas Berdych def. Andy Roddick 7-5 6-3
Rafael Nadal def. Novak Djokovic 7-5 6-2

24 Kasım 2010 Çarşamba

Round Robin Day #3



Group B
Roger Federer def. Andy Murray 6-4 6-2
Robin Soderling def. David Ferrer 7-5 7-5

23 Kasım 2010 Salı

Ünlüler Geçidi





London'da ilk iki günü geride bırakırken, ünlü isimler de tribünlerdeki yerlerini almaya başladı.

Maradona, Djokovic'in maçını seyrederken diğer raketlerle de özel olarak tanışmış.

İkinci fotoda solda "Damages"dan tanıdığımız Rose Byrne (en sevdiğim aktrislerden biridir) ve sağda "Mad Men"den tanıdığımız January Jones'u görüyoruz.

Snooker'ın efsane isimlerinden Ronnie O'Sullivan ve şarkıcı Kylie Minouge'da maçları takip edenler arasındaydı.