22 Kasım 2009 Pazar

Marsel Şampiyon


Hava muhalefetine takılmadan maça ulaşabildik. Yeşilyurt Spor Kulubünü ilk kez gördüm, gerçekten çok güzel bir yerde, tesisler, açık kortlar güzel ama kapalı salon hakkında aynı şeyi söyleyemem.

Maçta genel olarak yalnızca bir tarafı izleyebildim zira tribün niyetiyle yaptıkları mimari şaheser, köşede oturanlara yakın taraftaki tenisçiyi görme imkanı vermiyor. Evlerdeki gömme dolaplar gibi, gömme tribün yapmışlar. Sahanın karşı tarafında oturmak sanırım daha iyi olurdu ama oraya da ağ çekmişler, izlemek her türlü işkence.

Beklediğimden fazla bir kalabalık vardı, güzel tabii ama bir kısım seyirciler Marsel'in hangisi olduğunu bilmiyordu, etraflarına sordular. Bende o kişilerden nasibimi aldım.

Neyse biz maça dönelim, dediğim gibi sadece tek tarafı düzgün izleyebildim ama olsun. Hani kimin kazanacağı zaten belliydi de bakalım kaç oyun vericek diye izledik diyebilirim. İlk iki set yakın geçti, ilk sette oyunlar deuce'dan gitti hep, ikinci sette 9. oyuna kadar servisler tutuldu, Marsel kırdıktan sonra da fazla zorlanmadı zaten.

Marsel kupasını yeni Federasyon Başkanı Ayda Uluç'tan aldı. Kapalı salonda oynanması nedeniyle fotoğraflar güzel çıkmadı tabii, maçtan bir iki kare koymak isterdim ama kötü hakikaten..

Marsel İlhan def. Ergün Zorlu 6-1 6-4 6-1

5 yorum:

Yunus Dilber dedi ki...

Hocam,Anadolu Ajansı'na girdim şimdi.''Büyük Erkekler Türkiye Tenis Birinciliği'' diye bir ibare var haberde.Turnuvanın adı gerçekten bu mu?Yoksa Büyük Erkekler Türkiye Tenis Şampiyonası mı?Yani topu topu 100 karakterlik bir haber,onu da düzgün yazın be kardeşim!

Berke B. dedi ki...

Federasyonun sitesinde "Şampiyona" olarak geçiyor, doğrusu bu zaten de çok takılmamak lazım isimlere.

Anadolu Ajansı da olmasa kimsenin haberi olmayacak şu turnuvadan.. He zaten düzenli takip içinde olanlar haricinde kimsenin umrunda da olacağını sanmıyorum ya neyse..

Yunus Dilber dedi ki...

Hocam,haklısın da ''Türkiye Tenis Birinciliği'' çok absürt bir ifade olmuş.

Adsız dedi ki...

Abim de mactaydi :)
Güzel kareler dedigin kisim sadece onlarin Marsel ile cekildikleri ve Kupa Seronomisiydi..

Yalniz kort nasil bir korttu, tribünden eser yoktu..

Iste bu yüzden Türkiye'de yetisip, yurt disinda emek veren teniscilerimiz icin her daim daha fazla gurur duyuyorum.

Yurt disinda en kötü kortlar bile bu kadar degil...

Bu arada benim teyzemin oglu da mactaymis, o tenis bile bilmez, hatirma gidip foto vs yapti :) Her halde o sormus olmali sana Marsel kim diye :)

Berke B. dedi ki...

ahaha =) olur mu olur valla..

Ama benim dediğim genel bir şey sırf bu turnuvaya özgü değildi yani. Bir iki sene önce İstanbul Cup'ta da İpek'in hangisi olduğunu soran basın mensubu arkadaşlar vardı..