Ah be Marsel..!

Marsel, Alman rakibi Kindlmann'a 5-7 6-1 9-11'lik müthiş bir maç sonrası yenilerek ana tablo şansını yitirdi.

Maçın gidişatıyla ilgili ilk iki sette not almadım çünkü Marsel'in kazanacağına inancım tamdı ve dolayısıyla bu post'ta bunlardan bahsetmeyecektim. Ancak 3. setin gidişatını görünce önemli noktaları yazmaya başladım.

Harika bir 2. set sonrasında üçüncü sete başlayan rakip olunca açıkçası ilerleyen oyunlarda sorun olacağını düşünmüştüm. Buna rağmen karşılıklı oyunlar gelinen 9. oyunu kırıp maç için servislerini kullandı Marsel, 1 maç sayısından yararlanamadı ve servisini kırdırdı. Setin 13. oyununda bir kez daha servis kırdı ve bir sonraki oyunda servislerini ikinci kez maç için kullandı ancak 30-15'i bulmasına rağmen bitirici hamleyi bir türlü yapamadı.

Set 7-8'e geldiğinde 2 maç sayısını çevirmeyi başardı. Maçın kopma noktası 9-9 15-40'daydı. Bu oyunda 2 servis kırma şansını kaçırınca bir sonraki oyunda 2 maç sayısı daha çevirmesine rağmen, rakibinin 5. maç sayısını çeviremedi ve korttan yenik ayrılan taraf oldu.

Kaybedilen ilk sette çok yakındı, o setide alabilirdi ama şansızlık işte olmadı. Böylesine yakın bir maçı kaybedince üzülmemek elde değil...