Haftanın Şampiyonları

China Open
F Andy Roddick def. Dudi Sela 6-4 6-7(6) 6-3
F Jelena Jankovic def. Svetlana Kuznetsova 6-3 6-2

Thailand Open
F Jo-Wilfried Tsonga def. Novak Djokovic 7-6(4) 6-4

Hansol Korea Open
F Maria Kirilenko def. Samantha Stosur 2-6 6-1 6-4

Sony Ericsson'un yeni reklamı

WTA Tour'un ana sponsoru Sony Ericsson yeni ürün reklamında 3 genç tenisçiyi kullandı. Agnes Szavay, Dominika Cibulkova ve Caroline Wozniacki'nin yer aldığı çekimde Sony Ericsson'un Bluetooth'lu saatleri tanıtıldı. MBW-200 serisi olarak tanıtılan saatler oldukça enteresan, arama olduğunda veya mesaj geldiğinde saat titreşiyormuş, gelen aramayı saatten sessize almak veya reddetmek mümkünmüş.

Teknolojinin geldiği son noktanın tanıtıldığı bu reklamda benim asıl dikkatimi çeken Wozniacki'nin kıyafeti oldu, tanıtılan ürünle seçilen kıyafet arasındaki çağ farkı ki bunu taşıyanın 18 yaşında bir genç kız olduğu düşünülürse oldukça ironik gözüküyor.

Nadal'a paparazzi şoku

Dünya 1 numarası Rafael Nadal, geçen sene vatandaşı Tommy Robredo'nun bir kanser vakfı yararına soyunması üzerine kendisinin bu tarz bir projede yer almayı düşünüp düşünmediği sorusuna ; "Yardım amaçlı da olsa soyunmak bana göre değil" şeklinde cevap vermişti.

Soyunmak ona göre değilmiş ama oldukça kötü yakalandığı kesin..

Tenise hayat gibi bakanlar

Her ne kadar Türkiye'de tenise olan ilgisizlikten yakınsakta bu yola baş koymuş, sürekli yeni adımlar atan, tenisi bir hayat biçimi haline getiren insanlarda yok değil. İşte onlardan sadece bir kaçının oluşturduğu "Tennis is Life" oluşumu her geçen gün daha da büyük bir hızla büyümekte. Bu oluşumu tanıtmak amacıyla "Tenis Hayattır" başkanı sayın Fazlı Bulut'a kulak vermekte yarar var.

"Tenis sizce nedir? Bizce Tenis Hayattır
Bir fakülte kortunda başlayan Tennis is Life macerası, hayat biçimimiz diye adlandırdığımız tenis sporuyla birlikte, hayatımıza önemli olgulardan birisi olan Tennis is Life dostluğunu getirdi. Asil olduğu kadar insanları birbirine özel ve kuvvetli bağlarla bağlama değerine sahip bu sporun şansını kavramış olan bizler, her geçen gün fotoğraf karelerinde ölümsüzleştirdiğimiz anları, web sitemizdeki fotoğraf albümümüzden hoş tebessümlerle izliyoruz. Tenis grubumuza eklenen her tenissever, anılara eklenen sevgi dolu bir life günü demek aslında..

Şimdi oluşumumuzu genişletiyoruz ve kulüpleşme yolunda gidilen bu meşakkatli yolda , Tenis Hayattır çatısı altında tutkuyla bağlı olduğumuz bu sporun gelişimi için önemli adımlar atmaya başlıyoruz. Dernekleşme girişimleri ile başlayacak bu olgu, Tenis Hayattır çatısına kort mekanı temini çalışmaları ile devam etmektedir. Siz de bu sporun ayrıcalık kattığı kişilerdenseniz oluşumumuza bekleriz.

www.tenishayattir.org

Tenis Hayattır, Hayatı es geçmeyin.."

Bolelli'ye ağır ceza

İtalyanların 2 numarası Simone Bolelli, İtalya Tenis Federasyonu tarafından geçen haftaki Davis Cup maçlarında oynamak istemediği için ağır bir cezaya çarptırıldı. Cezaya göre Bolelli bundan sonra Davis Cup ve Olimpiyatlarda yer alamayacakken ayrıca federasyon tarafından bazı turnuvalar için verilen Wild Card şansınıda yitirdi.

Takım arkadaşı Andreas Seppi'de Bolelli'ye destek çıktı. Konuyla ilgili olarak; "Verilen ceza çok ağır, Simone gibi genç ve çıkış yapan bir isim bize ileride oldukça yardımcı olurdu. Bu ceza sadece Simone'yi değil diğer İtalyan oyuncularıda cezalandırıyor" şeklinde konuştu.

İşin enteresan yanı Bolelli bir anda ortadan kaybolmadı, takım kaptanına maçlardan 10 gün önce Davis Cup mücadelesinde yer almak istemediğini bildirmiş. Geçen sezon aynı durum Volandri'yle yaşandığında federasyon herhangi bir girişimde bulunmamıştı. Federasyonun bu ağır tepkisinin nedenini anlamak oldukça güç, klasmandaki diğer İtalyanlara bakınca açıkçası bir geri adım atılmasını bekliyorum.

TTF Başkanlığına bir aday daha

Hasan Akçakayalıoğlu Kasım 2009 tarihinde yapılacak Federasyon seçimleri kapsamında Türkiye Tenis Federasyonu Başkanlığı için adaylığını açıkladı. BankPozitif Kredi ve Kalkınma Bankası A.Ş. yönetim kurulu başkanı olan Hasan Akçakayalıoğlu, 35 yıldır tenis oynadığını belirtti. Akçakayalıoğlu kendisi gibi tenisin içinde olan diğer işadamlarının da federasyon faaliyetlerine katkıda bulunmasının önemli olduğunu vurguladı.

Önümüzdeki dönemde elde edilecek gelişme ve başarılarla Türkiye Tenis Federasyonu'nun dünya ölçeğinde örnek alınan bir Federasyon olmasını benimsediklerini belirten Akçakayalıoğlu "Bu kapsamda en önemli önceliklerinden biri Türkiye'de tenisin yaygınlaştırılması ve en çok yapılan/izlenen ilk iki spor dalından biri olmasını hedefliyoruz" dedi. "Bunu gerçekleştirmek için Türkiye genelinde tenis oynayanlar ve ayrıca lisanslı sporcu sayısında büyük artış olmasını hedefliyoruz. "Ayrıca, uluslararası seviyede başarılar elde eden tenisçilerimizi ciddi boyutta desteklemeyi, bu seviyede başarılı tenisçi sayımızı arttırmayı ve başarı seviyelerini çok daha yukarı çekmeyi hedefliyoruz. Tabii bu arada Türkiye'de yapılan turnuva sayısını da arttırmak önemli hedeflerimiz arasında" diye sözlerine devam etti.

Türkiye Tenis Federasyonu Başkanlığı için adaylığını açıklayan Hasan Akçakayalıoğlu'nun yanısıra önümüzdeki günlerde yapılacak seçimde yönetim kurulunda yer almak için adaylığını koyan isimler arasında Osman Kolat, Murat Saygı, İsmail Eren, Ahmet Adanalı, Cahit Yavuz, Erkan Naibi, Hayati Aldıraklı, Behzat Gerçeker de yer alıyor.

Davis Cup'ta sona doğru

Teniste bir sezon boyunca belkide en zevkli, en heyecanlı mücadelelerin yaşandığı Davis Cup'ta finale çıkan iki ülke bu haftasonu oynanan yarı final karşılaşmalarından sonra belli oldu. Arjantin, Rusya'yı 3-2'yle geçerken, İspanya'da, Amerika'yı 4-1'le saf dışı bırakmayı başardı. Maçlardan geriye ise bu iki güzel kare kaldı..
İspanya vs USA
R1 Rafael Nadal (ESP) def. Sam Querrey (USA) 6-7(5) 6-4 6-3 6-4
R2 David Ferrer (ESP) def. Andy Roddick (USA) 7-6(5) 2-6 1-6 6-4 8-6
R3 M.Bryan / M.Fish (USA) def. F.Lopez / F.Verdasco (ESP) 4-6 6-4 6-3 4-6 6-4
R4 Rafael Nadal (ESP) def. Andy Roddick (USA) 6-4 6-0 6-4
R5 Feliciano Lopez (ESP) def. Sam Querrey (USA) 7-6(3) 7-6(4)

Arjantin vs Rusya
R1 David Nalbandian (ARG) def. Igor Andreev (RUS) 7-6(5) 6-2 6-4
R2 J.M. Del Potro (ARG) def. Nikolay Davydenko (RUS) 6-1 6-4 6-2
R3 I.Kunitsyn / D.Tursunov (RUS) def. G.Canas / D.Nalbandian (RUS) 6-2 6-1 6-7(9) 3-6 8-6
R4 Nikolay Davydenko (RUS) def. David Nalbandian (ARG) 3-6 6-3 7-6(2) 6-0
R5 J.M. Del Potro (ARG) def. Igor Andreev (RUS) 6-4 6-2 6-1

Büyük duayen Nazmi Bari'yi kaybettik.

Türk tenisinin en büyük isimlerinden Nazmi Bari(79) bir süredir tedavi gördüğü hastanede geçen akşam hayata gözlerini yumdu.

13 Kasım 1929 doğumlu büyük üstad, ulusal ve uluslararası alanda bir çok başarıya imzasını atmıştı. İlk Türkiye şampiyonluğunu Ankara Tenis Kulübünde kazanan Nazmi Bari, 1951-1965 yılları arasında aralıksız 15 yıl Türkiye şampiyonu olmuş, 1959 yılında oynadığı Wimbledon elemeleri ve 1963'de Amerika Açık turnuvasıyla Grand Slam'lerde Türkiye'yi temsil eden ilk sporcu olma ünvanına erişmişti.

Türkiye kuşkusuz çok büyük bir sporcusunu kaybetti. Kendisine Allah'tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve tüm tenis camiasına baş sağlığı diliyoruz.

Haftaya Rus damgası

WTA'de gözler Fed Cup heyecanından sonra Japonya'nın Tokyo kentine çevrilmişti. Turnuvanın finalinde mükemmel bir sezon geçiren Dinara Safina ve çeyrek finalde Jelena Jankovic'i geçmeyi başaran Svetlana Kuznetsova kozlarını paylaştı. Çekişmeli geçmesi beklenen final mücadelesinde Dinara Safina yine müthiş bir performans ortaya koydu ve 6-1 6-3 ile rakibine hiç şans tanımadı.

Dinara Safina gerçekten mükemmel bir sezon geçiriyor, klasmanda 3 numaraya doğru emin adımlarla ilerlediğini söyleyebiliriz. Bu sezon oynadığı 8. finalinden 4. şampiyonluğunu çıkardı.


Çinli Shuai Peng'in kendi evinde final oynadığı Guangzhou'daki turnuvayı ise yine bir Rus Vera Zvonareva kazandı. Final karşılaşmasında Zvonareva ilk setini 6-7(4) kaybetmesine karşın diğer iki seti, 6-0 6-2 ile kazanıp kariyerinin yedinci şampiyonluğuna ulaştı.

Vera Zvonareva'da son bir ayda oldukça iyi bir performans sergiledi. Pekin Olimpiyatlarındaki bronz madalyadan sonra geçtiğimiz hafta İspanya'da takımının Fed Cup şampiyonluğuna yardım etti ve yine Çin'de sezonun ikinci, kariyerinin yedinci şampiyonluğunu kazandı. 9 numaradaki Vera, sezon sonuna kadar Elite 8'e girmek istiyorsa biraz daha çaba göstermeli. 8 numarayla arasında büyük bir fark yok ama önünde Venus arkasında Radwanska'yla işi zor gibi gözüküyor.

Davydenko memnun değil

2007'nin Ağustos ayında Polonya'nın Sopot kentinde düzenlenen turnuvada, Rus Nikolay Davydenko ve Arjantinli raket Martin Vassallo-Arguello arasındaki maçta durum 2-6 6-3 2-1 Vassallo lehineyken Rus raket sol ayak baş parmağındaki sakatlığı bahane ederek maçtan çekilmişti. Buraya kadar herşey normal iken Dünya'nın en büyük bahis borsası Betfair maç ile ilgili ATP'ye şikayette bulunmuş ve toplam 7 milyon dolarlık hacim gören maçla ilgili işlemleri askıya almıştı.

Betfair yetkilileri yaptıkları açıklamada maçın normalin 10 katı büyüklüğünde bir hacime ulaştığı Davydenko'nun ilk seti almasına rağmen şüphe uyandıracak kadar büyük meblağların Vassallo'nun galibiyetine yatırıldığını belirtmiş ve bu şikayet üzerine ATP, Davydenko ve Vassallo hakkında soruşturma başlatmıştı.

Olayın üzerinden 1 yıl geçtikten sonra geçtiğimiz günlerde ATP soruşturmanın tamamlandığını ve her iki sporcu hakkında da bir suç tespit edilmediğini açıkladı.

Nikolay Davydenko bir Rus gazetesiyle yaptığı röportajda soruşturmanın bitmesinden dolayı oldukça rahatladığını ancak tam olarak temize çıkmadığını bu sebeple de avukatlarının devreye gireceğini söylerken, bir yıldır sürekli baskı altında yaşadığını, ATP'nin herhangi bir yanlış bulamamasına rağmen kendisine resmi ağızlarından hiçbir özür gelmediğinden yakındı.

Serena ilham veriyor

Bayanlar tenisinin şu anki bir numarası, son Amerika Açık şampiyonu Serena Williams 2009 sonbaharında biyografisini yayınlamaya hazırlanıyor. 26 yaşında olan Williams, 2002-2003 sezonundaki aldığı üst üste dört Grand Slam şampiyonluğu da dahil bugüne kadar tam dokuz Grand Slam şampiyonluğu kazanmış bulunmakta. Williams kortlarda ki gücüyle beraber renkli kıyafet seçimleriyle de bayanlar tenisinin en göz çarpan isimlerinden biri. Çeşitli sakatlıklar ve kort dışı ilgileri yüzünden 1 numarada uzun süredir göremediğimiz Serena, bu sene geri döndüğünün sinyallerini kardeşi Venüs ile kazandığı Bejing 2008 Olimpiyat çiftler şampiyonluğuyla vermişti.
Biyografiyi yayınlayacak olan Central Publishing firmasi editörlerinden Karen Kosztolnyik "Serena'nın fiziksel ve duygusal anlamdaki aksaklıklara rağmen 1 numaraya nasıl yükseldiğini izledik. Onun bu sıkı çalışması, azmi ve kararlılığı genç yaşlı birçok tenis severe ilham veriyor. " dedi.

Britanya atağa geçti

Andy Murray'in Amerika Açık'taki büyük başarısının ardından, Britanya Tenis Federasyonu LTA ile İskoç Aegon şirketi arasında tarihi bir sponsorluk anlaşması yapıldı. Anlaşmaya göre, federasyon tarafından yazın başında oluşturulan tenis paketinin masraflarını Aegon karşılayacak.

Toplam 25 milyon poundluk sponsorluk anlaşması Britanya'da tenise her anlamda katkı sağlayacak gibi gözüküyor. Anlaşma; tenis parkları, okullar için tenis programları, ulusal ve uluslararası düzeyde tenis turnuvaları ve performans tenisçilerine maddi kaynak yaratılması gibi oldukça geniş bir alanda faaliyet gösterecek. Aegon, bu süreç içerisinde Wimbledon öncesi hazırlık turnuvalarının isim haklarını da kazanmış oldu.

2013 yılına kadar sürecek olan sponsorluk anlaşmasını LTA Başkanı Roger Draper; "Britanya tenisi için heyecan verici bir süreç" olarak tanımladı.

Roger Draper

İşin analiz kısmına gelelim. Anlaşmanın ticari yönünü bir kenara bırakırsak, acaba bu maddi destek LTA’nın şampiyon tenisçiler yetiştirmesine gerçekten yetecek mi?

Britanya'nın sahip olduğu potansiyel yadsınamaz ancak şöyle de bir gerçek var ki, şu an ilk 100'de hem erkeklerde hem bayanlarda yalnızca birer sporcuları yer alıyor. Andy Murray'in daha yolun başında olduğu ve büyük başarılara imza atacağı kuşkusuz, peki ya diğerleri? ATP sıralamasına baktığımızda Murray'den sonraki ilk isim 172. sıradaki Alex Bogdanovic, kendisinin en büyük başarısı kazandığı iki 50K Challenger turnuvası.

Bayanlarda ise durum daha da vahim gözüküyor. Britanya'nın 1 numarası Anne Keothavong vasat olmaktan bir adım öteye gidemeyen bir challenger oyuncusu. Amerika Açık'ta 3.tur görerek 71. sıraya kadar yükseldi ancak orada fazla kalabileceğini düşünmüyorum.

Gençlere baktığımızda da bu sezon Wimbledon şampiyonu olan 14 yaşındaki Laura Robson'ın yanına ne erkeklerde ne de bayanlarda bir isim daha eklenmiyor.

All England Club'ta son Britanyalı şampiyon 1936 yılında Fred Perry oldu. Ondan sonraki en başarılı isim 4 kez yarı final oynayan Tim Henman'dı.


Britanya'da tenisin durumu böyle özetlenebilirken bu tarz bir atılımın yapılması şart gibi gözüküyor. Ancak bu çapta büyük imkanlara rağmen ne kadar başarı sağlanabileceği büyük merak konusu. Roger Draper konuyu çok basit ve güzel şekilde özetliyor; "Başarı açlık ve istekle sağlanabilir. 10 yaşındaki bir çocuk için ‘Okulu bırakacaksın, yılda 3-4 ay dünyayı dolaşacaksın ancak yine de profesyonel anlamda başarı garanti olmayacak’ dediğimizde ailelerin kararını tahmin etmek çok da güç olmasa gerek. Bu kararı Slovakya veya Hırvatistan'da vermek daha kolay. Andy Murray, Tim Henman, Greg Rusedski gibi isimlerin başarılarının ardında ailelerinden gördükleri olağanüstü destek ve çok çalışmaları yatıyor."

Konunun en büyük muhatabı Roger Draper her şeyin farkında gibi görünüyor ve LTA olarak katı bir disiplin uygulamaktan çekinmiyor. Örneğin geçen sezon bu zamanlarda, Britanya'nın en iyi ikinci Junior oyuncusu David Rice ve 18 yaş altı ulusal şampiyonu Naomi Broady'nin facebook tarzındaki bir arkadaşlık sitesinde yer alan “profesyonelliğe yakışmayacak” fotoğraf ve yazıları, LTA’nın tüm finansal desteğini kaybetmelerine yol açmıştı. Roger Draper, bu gençlerin ellerindeki imkanların farkında olmamalarından muzdarip…


LTA'nın şu anki hedefi 2012'ye kadar ilk 100'e 5 sporcu sokmak. Bu imkanlar dahilinde belirledikleri hedefe ulaşmaları kolay gibi görünse de geriden gelenlere baktığımızda Laura Robson dışında bu tarzda istikrar sağlayabilecek herhangi bir isim yok. Ama yeri gelmişken belirtmek gerek, Wimbledon 2008’in gözbebeği Robson çok ciddi bir potansiyel…

Burj Al Arab'da tenis oynamak..

Defile güzeli Sharapova

Vouge dergisinin düzenli olarak belirlediği en şıklar listesinin geçen haftaki 2 numarası Maria Sharapova oldu. Modacı Peter Som'un New York'ta 2009 İlkbahar kreasyonunu tanıttığı defileye katılan Rus güzelin kıyafetide Peter Som imzalı.

Molik'den veda

Avustralya'nın en büyük tenis ikonlarından Alicia Molik uzun süredir boğuştuğu sakatlıklar sebebiyle profesyonel tenis hayatına son verdi. Kariyerinde 5 tekler ve ikisi Grand Slam olmak üzere 7 çiftler şampiyonluğu bulunan 27 yaşındaki raket 2004 Atina Olimpiyatlarında da bronz madalyanın sahibi olmuştu.


Alicia Molik 2004 yılında yaptığı çıkışın ardından 2005 Avustralya Açık'ta oynadığı çeyrek finalle kariyerinin zirvesine çıktı ve 8 numaraya kadar yükseldi. 2005 sezonunun Ekim ayında iç kulak enfeksiyonu sebebiyle uzun bir süre kortlardan ayrı kalacağını söylensede beklenenden erken bir dönüş yaptı ancak geri dönüşünde eski formundan oldukça uzaktı. 2007 sezonunun henüz başında tekrar ilk 100'e girmeyi başardı sonrasında Mara Santangelo'yla Fransa Açık çiftler şampiyonluğunu kazandı. Bu başarının ardından teklerde bir türlü istikrarı sağlayamayan Molik'in yakası sakatlıklardan bir türlü kurtulmadı. Son olarak Wild Card'la katıldığı 2008 Pekin Olimpiyatlarında da ilk turda elenince Avustralyalı raket profesyonel tenisi bıraktığını açıkladı.

Schnyder'dan beşinci dalya

İsviçreli raket Patty Schnyder Endonezya'da kariyerinin 500. galibiyetine ulaşırken aynı zamanda 11. şampiyonluğunuda kutladı. 2005 Cincinnati'de ki şampiyonluğundan bu güne yedi kez finallerde kaybeden Schnyder şeytanın bacağını Avusturyalı Tamira Paszek karşısında kırdı. Oldukça iyi bir hafta geçiren genç rakete karşı finalde hiçte zorlanmayan Schnyder maçı 6-3 6-0'la kazandı.

Patty Schnyder tarihte 500 tekler maçı galibiyetine ulaşan 26. isim olurken bu sene Venus Williams ve Amelie Mauresmo'da bu başarıya ulaşan diğer isimler oldu.

Bir kez daha Rusya

Bu haftasonu Madrid'de oynanan Federasyon Kupasın finalinde şampiyon bir kez daha Rusya oldu. Son yıllarda bayan tenisinde mükemmel bir jenerasyon yakalayan Rusya son 5 yılda dördüncü kez Fed Cup'ı kazanmayı başardı. Cumartesi oynanan ilk iki maçta önce Vera Zvonareva, Anabel Medina Garrigues'i 6-3 6-4 ile geçti sonrasında Svetlana Kuznetsova, Carla Suárez Navarro'yu 6-3 6-1'lik sonuçla geçip seride durumu 2-0'a taşıdı.

Finalin ikinci gününde İspanya adına kader maçına çıkan Medina Garrigues, Svetlana Kuznetsova karşısında ilk seti 0-4 geriden 5'de set sayısı çevirerek kazanmasına rağmen Kuznetsova'nın dengeli oyunu karşısında tutunamadı ve diğer iki seti 6-3 6-4 ile kaybetti.

Bu sonuçla birlikte şampiyonluk sayısını 4'e yükselten Rusya, 1999 ve 2001 yıllarında da finalde kaybetmişti.