17 Eylül 2008 Çarşamba

Britanya atağa geçti

Andy Murray'in Amerika Açık'taki büyük başarısının ardından, Britanya Tenis Federasyonu LTA ile İskoç Aegon şirketi arasında tarihi bir sponsorluk anlaşması yapıldı. Anlaşmaya göre, federasyon tarafından yazın başında oluşturulan tenis paketinin masraflarını Aegon karşılayacak.

Toplam 25 milyon poundluk sponsorluk anlaşması Britanya'da tenise her anlamda katkı sağlayacak gibi gözüküyor. Anlaşma; tenis parkları, okullar için tenis programları, ulusal ve uluslararası düzeyde tenis turnuvaları ve performans tenisçilerine maddi kaynak yaratılması gibi oldukça geniş bir alanda faaliyet gösterecek. Aegon, bu süreç içerisinde Wimbledon öncesi hazırlık turnuvalarının isim haklarını da kazanmış oldu.

2013 yılına kadar sürecek olan sponsorluk anlaşmasını LTA Başkanı Roger Draper; "Britanya tenisi için heyecan verici bir süreç" olarak tanımladı.

Roger Draper

İşin analiz kısmına gelelim. Anlaşmanın ticari yönünü bir kenara bırakırsak, acaba bu maddi destek LTA’nın şampiyon tenisçiler yetiştirmesine gerçekten yetecek mi?

Britanya'nın sahip olduğu potansiyel yadsınamaz ancak şöyle de bir gerçek var ki, şu an ilk 100'de hem erkeklerde hem bayanlarda yalnızca birer sporcuları yer alıyor. Andy Murray'in daha yolun başında olduğu ve büyük başarılara imza atacağı kuşkusuz, peki ya diğerleri? ATP sıralamasına baktığımızda Murray'den sonraki ilk isim 172. sıradaki Alex Bogdanovic, kendisinin en büyük başarısı kazandığı iki 50K Challenger turnuvası.

Bayanlarda ise durum daha da vahim gözüküyor. Britanya'nın 1 numarası Anne Keothavong vasat olmaktan bir adım öteye gidemeyen bir challenger oyuncusu. Amerika Açık'ta 3.tur görerek 71. sıraya kadar yükseldi ancak orada fazla kalabileceğini düşünmüyorum.

Gençlere baktığımızda da bu sezon Wimbledon şampiyonu olan 14 yaşındaki Laura Robson'ın yanına ne erkeklerde ne de bayanlarda bir isim daha eklenmiyor.

All England Club'ta son Britanyalı şampiyon 1936 yılında Fred Perry oldu. Ondan sonraki en başarılı isim 4 kez yarı final oynayan Tim Henman'dı.


Britanya'da tenisin durumu böyle özetlenebilirken bu tarz bir atılımın yapılması şart gibi gözüküyor. Ancak bu çapta büyük imkanlara rağmen ne kadar başarı sağlanabileceği büyük merak konusu. Roger Draper konuyu çok basit ve güzel şekilde özetliyor; "Başarı açlık ve istekle sağlanabilir. 10 yaşındaki bir çocuk için ‘Okulu bırakacaksın, yılda 3-4 ay dünyayı dolaşacaksın ancak yine de profesyonel anlamda başarı garanti olmayacak’ dediğimizde ailelerin kararını tahmin etmek çok da güç olmasa gerek. Bu kararı Slovakya veya Hırvatistan'da vermek daha kolay. Andy Murray, Tim Henman, Greg Rusedski gibi isimlerin başarılarının ardında ailelerinden gördükleri olağanüstü destek ve çok çalışmaları yatıyor."

Konunun en büyük muhatabı Roger Draper her şeyin farkında gibi görünüyor ve LTA olarak katı bir disiplin uygulamaktan çekinmiyor. Örneğin geçen sezon bu zamanlarda, Britanya'nın en iyi ikinci Junior oyuncusu David Rice ve 18 yaş altı ulusal şampiyonu Naomi Broady'nin facebook tarzındaki bir arkadaşlık sitesinde yer alan “profesyonelliğe yakışmayacak” fotoğraf ve yazıları, LTA’nın tüm finansal desteğini kaybetmelerine yol açmıştı. Roger Draper, bu gençlerin ellerindeki imkanların farkında olmamalarından muzdarip…


LTA'nın şu anki hedefi 2012'ye kadar ilk 100'e 5 sporcu sokmak. Bu imkanlar dahilinde belirledikleri hedefe ulaşmaları kolay gibi görünse de geriden gelenlere baktığımızda Laura Robson dışında bu tarzda istikrar sağlayabilecek herhangi bir isim yok. Ama yeri gelmişken belirtmek gerek, Wimbledon 2008’in gözbebeği Robson çok ciddi bir potansiyel…


0 yorum: